Examples of using Çağır in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Doktoru çağır, belki hastalanmışlardır.
Bir saat daha. Sonra yarısını yakıt ikmali yapmak üzere çağır.
Ronları ve Tysonları birleşme konusunda acil toplantıya çağır.
Onu barların birinde bulursun. Çağır onu.
Şimdi bunu ayarla ve tüm beyin hücrelerini çağır masanı temizlemek için.
Evet albay, lütfen bütün adamlarını kutlamaya çağır.
Kralı çağır lütfen!
Samjangı buraya çağır da kötü ruhun izini sürebilelim.
Efendi ile tanışması için Bayan Laurieri çağır.
ve Güvenliki çağır.
Young-mini serbest bırak ve adamlarını geri çağır.
Florida da.- eğer eminsen polis çağır.
Doktor çağır! Ambulansı çağırmadan önce Hassanın yakalanmasını bekleyeceğiz.
Tamam, şimdi git Jennyi çağır. Bazı yerlere telefon açması gerekiyor.
Trafik merkezden destek çağır. Cho Gyu-hwanın nerde olduğunu bul.
Doktoru çağır. Bebeğim nerede?
Ateş edeceğiz. Askerlerinizi yardıma çağır.
Bu kadarı yeter, artık kardeşini sürgünden çağır.
Buldum onu! Basualdo bir doktor çağır!
Ne hatırlıyorsun? Hemşireyi çağır.