ÇAĞIRDILAR in English translation

they called
hitap ediyorlar
diyorlar
adı
ararlar
arıyorlar
buna
deniyor
demelerinin
adlandırdıkları
çağırdıkları
urged
dürtü
tavsiye
arzusu
isteği
teşvik et
ısrar
çağrısı
teşvik ederim
they invited
davet
dâvet ettikleri o
çağırdılar
they summoned
they asked
sorarlar
soruyorlar
istiyorlar
sordular mı
diye sorarlarsa
urging
dürtü
tavsiye
arzusu
isteği
teşvik et
ısrar
çağrısı
teşvik ederim
they call
hitap ediyorlar
diyorlar
adı
ararlar
arıyorlar
buna
deniyor
demelerinin
adlandırdıkları
çağırdıkları
they got
alıyorlar
alırlar
var
oluyorlar
yakalarlar
aldıkları
alacaklar
elde
ele
anlıyorlar

Examples of using Çağırdılar in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ama yarım saate bütün personeli toplantıya çağırdılar.
In about half-hour from now. But they called a whole company meeting.
Eskiden burada, Cheer Upta çalışırdım ve yakın zamanda beni geri çağırdılar.
And recently, they invited me back. I used to work here at Cheer Up.
Özgün görünmeleri için onlara önem vermek için onları bu isimlerle çağırdılar.
So that they would seem authentic. They called them by those names to give them importance.
Beni influencer olarak çağırdılar.
They invited me as an influencer.
Herkesi çağırdılar.
They invite everybody.
Torunlarının vaftizine çağırdılar beni.
They invite me to their grandchildren's christenings.
Doğru ama polisi çağırdılar siz gördünüz mü? Neyi göreyim?
But once the police were called, did you see… see what?
Yardım etmem için çağırdılar ama müşteriler azdı.
I was called in for extra hands but the customers thinned-out.
Langleye çağırdılar yine.
They called me back to Langley.
İşten… Hastaneden çağırdılar… Hemşire olarak çalıştığım yerden.
I got called into work… at the hospital… where I'm a nurse.
Erken mesai için beni çağırdılar. Emmaya bakman lazım.
I got called in for an early shift, so you're gonna have to watch Emma.
Çağırdılar beni.
I'm on call.
Arkadaşlarını çağırdılar, o da( bundan cüret alarak)
But they call their comrade and he took
Seni geri çağırdılar. Annemin aşk kuşları.
They have called you back. Mother's love birds.
Seni geri çağırdılar. Annemin aşk kuşları.
Mother's love birds, they have called you back.
Seni nasıl çağırdılar? Böyle bir mülakata.
Get an interview like this? How did you.
Bir ordu çağırdılar. Uydularımızı kullanıyorlar.
They're using our satellites, they're call in an army.
Memuru 20 defa çağırdılar. Neler oluyor Bartolomeo?
The two officers are called out for the twentieth time. Bartolomeo!
Düşes beni mi çağırdılar? Girin!
Come in!-The Duchess has called me?
Seni içeri çağırdılar. Geri geliyorlar.
They're coming back. They have called you in.
Results: 438, Time: 0.0427

Top dictionary queries

Turkish - English