Examples of using Çalışmıyor bile in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yarışmaya çalışmıyor bile.
Şimdi çalışmıyor bile.
Artık orada çalışmıyor bile.
Şu işe bak. 1 10 dolarlık çakmak ama çalışmıyor bile.
Tae Seong onu bulmaya çalışmıyor bile.
Bu akşam çalışmıyor bile.
O hiçbir şey yapmadı! Burada çalışmıyor bile!
Ses mekanizmalarını gizlemeye çalışmıyor bile.
Bu aptal şey çalışmıyor bile.
Nasıl? Doğru düzgün çalışmıyor bile.
Alo. Alo.- Çalışmıyor bile.
Burası tıklım tıklım ama o adam çalışmıyor bile.
Ama bazıları kazanmaya çalışmıyor bile.
Her ne planlıyorsa artık beni korumaya çalışmıyor bile.
Bizdeki daha çalışmıyor bile. Wolfe
Birileri beni bu saat için öldürmeye çalışıyor ve bu şimdi çalışmıyor bile.
Güzel evlerde yaşayan birkaç kadın. Bazıları çalışmıyor bile. Hepsi de kocalarını aldatıyor.
Artık burada çalışmıyor bile ama hâlâ dışarıdan hastalarına yardım etmeye çalışıyor.
Neredeyse çalışmayan bir beyni korumanın anlamı nedir ki? içinde olduğu kafanın kırılmasını engellemeye çalışmıyor bile.
Öyle bir yerde nereye gideceksin? tanrı korusun dolar çöker veya başka çılgınca bir şey olursa, Diğer her şey çalışırken, şehir çalışmıyor bile.