ÇALIŞMA ŞARTLARI in English translation

Examples of using Çalışma şartları in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ve iyi çalışma şartlarına dönecek.
İşçiler çalışma şartlarına karşı söyleniyorlar.
The laborers are murmuring against their working conditions.
Çalışma şartlarını iyileştirmek istiyorlar.
They want to better their working conditions.
İşçiler çalışma şartlarından şikayet ediyorlar.
The workers are complaining about their working conditions.
Çalışma şartlarının, standartları karşıladığını kontrol etmek üzere hükümet müteahhidi tarafından gerekli olduğu şekilde.
To ensure that working conditions meet the standards- required of a government contractor.
Basescu yetkilileri çalışma şartlarını iyileştirmeye çağırdı.
He called on authorities to improve working conditions.
Eğer beni arar ve kötü çalışma şartlarınızı anlatırsanız… sorumluların cezalandırılmasını sağlarım.
If you call and tell me about your working conditions.
Çalışma şartlarından memnun olduğumu söyleyemem.
Can't say I'm enamored with the working conditions.
Sadlers Wellste yaptıklarınız. Madendeki çalışma şartlarıyla ilgili siyasi görüşlerde bulunmak.
That business at Sadler's Wells. Expressing political opinions about working conditions in mines.
Sadlers Wellste yaptıklarınız. Madendeki çalışma şartlarıyla ilgili siyasi görüşlerde bulunmak.
Expressing political opinions about working conditions in mines, that business at Sadler's Wells.
Bu işçiler korkunç çalışma şartlarından… usanmış durumdalar.
These workers are fed up- with their terrible working conditions.
Bu bölgedeki şirketlerin çalışma şartlarını araştırıyorum.
I'm investigating working conditions at companies in the area.
Örneğin bu yıl, müfettişler yaşama ve çalışma şartlarını kontrol ediyor.
This year, for example, inspectors are checking living and working conditions.
Anlaşma şöyle… işçiler bu korkunç çalışma şartlarından… usanmış durumdalar.
Their terrible working conditions. These workers are fed up with.
Bu işçiler korkunç çalışma şartlarından.
These workers are fed up with their terrible working conditions.
Anlaşma şöyle… işçiler bu korkunç çalışma şartlarından… usanmış durumdalar.
With their terrible working conditions. These workers are fed up.
Anlaşma şöyle… işçiler bu korkunç çalışma şartlarından… usanmış durumdalar.
These workers are fed up with their terrible working conditions.
Kalinda Sharma. Bu bölgedeki şirketlerin çalışma şartlarını araştırıyorum.
I'm investigating working conditions at companies in the area.- Kalinda Sharma.
Bize çalışma şartlarından bahsedin.
Tell us about the work conditions.
Süreçlerimiz ve çalışma şartlarımız.'' Evet, notu okudum.
Of our workflow and office environment." Yes, I read the memo.
Results: 42, Time: 0.022

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English