ÇALIŞMAMIN in English translation

work
çalışmak
çalışıyorum
çalışır
işe
trying
çalışın
denemek
çalışmak
çalışır
deneyin
working
çalışmak
çalışıyorum
çalışır
işe
i studied
üzerine çalışıyorum
okuyorum
çalıştığım
inceliyorum
araştırıyorum
ders çalışırım

Examples of using Çalışmamın in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Çok çalışmamın ve sadakatimin karşılığı bu mu?
Is this how you repay my hard work and loyalty?
Onunla çalışmamın imkanı yok.
There's no way I'm working with her.
Onu uyarmaya çalışmamın nedeni de buydu.
That's why I tried to warn her.
Yalnız çalışmamın nedeni buydu.
This is exactly why I work alone.
Babamla çalışmamın daha iyi olacağını düşünüyorum.
I think I would prefer to work with my father.
Lumic için çalışmamın tek nedeni, bilgi toplamaktı.
That's the only reason I was working for Lumic, to get information.
Ama burada çalışmamın sebebi bu değil.
But that's not the reason I work here.
Sadece merak ediyorum da takımla çalışmamın bir sakıncası var mı?
I was just wondering if… Would you mind if I worked out with the team?
Çok çalışmamın nedeni bu.
That's why I worked hard.
Burada çalışmamın nedeni konusunda kafam biraz karışık.
I'm just a little confused right now about why I work here.
Herhalde NASAda çalışmamın en büyük nedenlerinden biri.
I would say it's probably one of the biggest reasons why I work at NASA.
Çalışmamın istendiği maddelerin tahmin edilemez bir duruma gelmesini de bu sağlıyor.
Which makes the results as unpredictable as the substances I'm being asked to work with.
Sana çalışmamın nedenini bilmiyorum, ama sevgi veya para değil.
I don't know why I work for you, but it ain't for love or money.
Aslında, sadece çalışmamın yarısını yaptım, canım.
Actually, I only did half the work, my dear. You have abilities.
Aslında, sadece çalışmamın yarısını yaptım, canım.
You have abilities Actually, I only did half the work, my dear.
Bayan, Benim hayatta kalmaya çalışmamın ne kadar zor olduğunu bilmiyorsun.
Lady, you don't know how hard I'm tryin' to stay alive.
Burada çalışmamın sakıncası var mı?
Is it okay if I work here?
Yarın gelip seninle çalışmamın sakıncası var mı?
You mind if I come to work with you tomorrow?
Konuşurken çalışmamın bir sakıncası var mı?
Do you mind if I work while we talk?
Biz konuşurken çalışmamın sakıncası var mı?
Do you mind if I work while we talk?
Results: 114, Time: 0.0298

Top dictionary queries

Turkish - English