ÇALIŞTIĞIM HER ŞEYI in English translation

everything i'm trying
everything that i would worked towards

Examples of using Çalıştığım her şeyi in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Kowalski ve Martinin hapishaneye yatırımına izin vermezsem onu ve inşa etmeye çalıştığım her şeyi yok edecekler.
Invest in the prison, they will destroy it If I don't let Kowalski and Martin and everything I'm trying to build here.
Üşüdüğüm ve midem guruldadığı için görevimde başarısız oldum ve uğruna çalıştığım her şeyi yok ettim.
But because I was chilly and hungry, I failed in my duty and destroyed everything I had worked for.
Ama Jenny Humphrey uğruna çalıştığım her şeyi mahvediyor ve o kızların aristokrasinin gerçek anlamını öğrenmeye hakkı var.
But Jenny Humphrey is destroying everything I worked for. Those girls deserve to learn the meaning of aristocracy.
Uğruna çalıştığım her şeyi bıraktım… Para, prestij, seks.
gave up everything I worked for… money, prestige, sex.
Çalıştığım her şeyi gördüğüm için benden daha iyisini bilmeyen… veya bilse de takmayan… biri tarafından… bağışlanırdım.
I would be spared the sight of seeing everything that we worked for… flushed down the drain… by someone who don't know no better… or care.
Her şeyi o adam yüzünden kaybettim. Hayatım boyunca uğruna çalıştığım her şeyi.
And I lost everything'cause of that guy, everything that I worked for my whole life.
Belki de o ahmak federal ajan sürekli işlerimize burnunu soktuğu… ve başarmaya çalıştığım her şeyi… yok ettiği için öyle düşündün.
And how she has crippled everything that I am trying to accomplish. Or maybe you're referring to the never-ending interference of that twit federal agent.
Yıldır burada kurmaya çalıştığımız her şeyi yerle bir etmek mi?
To destroy everything we have tried to build here for the past 10 years?
Çalıştığımız her şeyi söyledin mi?
Did you say everything that we practiced?
Bu akılsızın aklına uymakla üzerinde çalıştığımız her şeyi tehlikeye atttınız!
By following this wickless fool, you have endangered everything we have worked for!
Çalıştığımız her şeyi tehlikeye atarak, bu en önemli günün gecesinde.
Jeopardising everything we have worked for on the eve of the biggest day of your life.
TPol silmeye çalıştığın her şeyi geri yükledi.
T'Pol restored everything you tried to erase.
Senin dikkatsizliğin, uğruna çalıştığımız her şeyi tehlikeye atıyor.
Your recklessness puts everything we have worked for at risk.
Jesse Escanso yapmaya çalıştığımız her şeyi açığa çıkarabilirdi ve çıkarırdı.
Jesse Escanso could have, and would have, exposed everything that we're trying to do.
Hareketlerin uğruna çalıştığımız her şeyi tehdit ediyor.
Your actions threaten to destroy everything we have worked for.
Üzerinde çalıştığımız her şeyi çöpe atıyorlar. Altı ay boyunca.
In the last six months, they're throwing out. Everything we have worked for.
Uğruna çalıştığımız her şeyi tehlikeye atarsınız.
You would be jeopardizing everything we have worked for.
Uğruna çalıştığımız her şeyi tehlikeye atarsınız.
You will be jeopardizing everything we have worked for.
Uğrunda çalıştığımız her şeyi riske atarsınız.
You would be jeopardizing everything we have worked for.
Onarmaya çalıştığımız her şeyi daha da beter ettik.
Everything we have tried to fix, we have only made it worse.
Results: 46, Time: 0.0305

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English