ÇEKIME in English translation

shooting
ateş
şut
vur
ateş et
vurun
çekimi
çekimini
çek
vuracak mısın
atış
filming
sinema
çekmek
çekim
shot
vuran
şans
ateş
atışı
şut
kurşun
vurdu
atış
vurulmuş
vuruş
attraction
cazibe
ilgi
çekim
çekicilik
etkilenme
bir atraksiyon
gösteri
eğlencesi
shoot
ateş
şut
vur
ateş et
vurun
çekimi
çekimini
çek
vuracak mısın
atış
film
sinema
çekmek
çekim
take
al
almak
alıp
alacak
kabul
alman
sürer
götür
alın
götürün
check
kontrol
hesap
şah
bak
çeki
bakın
çek
bakayım
araştırın
araştır

Examples of using Çekime in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Çekime başlıyoruz! Tamam!
We will start the filming! Alright!
Ondan uzakta değil. Çekime doğru koşan ben olacağım.
Not away from it. I will be the one running towards the shooting.
Her zaman 35likle çekmek zorunda değilsin, bu çekime göre değişir.
You don't need to shoot 35 all the time. It depends on the shot.
Çekime hazırız! Kamera!
Ready. Shoot Camera!
Üzerini değiştir hemen çekime başlayacağız. Model mi?
We're going to film right after you finish changing. Model?
Tamam! Çekime başlıyoruz!
We will start the filming! Alright!
Üç gün sonra çekime başlıyacağız.
We start shooting in three days. This is a family affair.
Ben, ben çekime bayıldım.
I love the shot.
Çekime hazırız! Kamera!
Ready. Camera! Shoot.
Geçen hafta çekime gittim.
I went out for a film last week.
Çekime devam edeceğiz.- Evet.
Yes.- Okay, let's keep on filming.
Wrench stüdyosunun banyosundayım ve çekime başladılar.
I'm in the bathroom of the Wrench set, and they have started shooting.
Çekime hazırız! Kamera!
Shoot Ready. Camera!
Patlama, çocuk çekime başlamadan hemen önce başladı.
The eruption occurred just seconds before this young boy started filming.
Bu duygusal panoramanın tam ortasında çekime başladık.
We started shooting. In the midst of that emotional panorama.
Çekime hazırız! Kamera!
Camera! Ready. Shoot.
Daha çekime başlamadan hemen içmeye mi başlıyor?
Not started filming yet and he already started to drink?
Bu duygusal panoramanın tam ortasında çekime başladık.
In the midst of that emotional panorama, we started shooting.
Çekime hazırız! Kamera!
Camera! Shoot Ready!
Şimdi çekime başlayacağım.
I will start filming now.
Results: 241, Time: 0.0294

Top dictionary queries

Turkish - English