ÇOK ÜZGÜNDÜM in English translation

i was very upset
i was so sad
i was so upset
i was really upset
i was very sad

Examples of using Çok üzgündüm in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Hayır, çok üzgündüm.
No, I was too upset.
Haberleri takip edemeyeceğim bir yere gitmek istedim çünkü çok üzgündüm.
I wanted to go anywhere else where I wouldn't follow it, because I was sad.
Şu geçtiğimiz birkaç günde senin tarafından on defa terkedildim ve çok üzgündüm.
In these few days I was dumped and heartbroken by you for 10 times.
Bu olaydan dolayı çok üzgündüm.
I was so messed up after that.
Biliyor musun, babam öldüğünde ben de çok üzgündüm.
You know, when my father died, I also very sad.
Biliyor musun, eskiden… üzgün, hem de çok üzgündüm.
You know, once I was… sad, very sad.
Her zamanki gibi çok üzgündüm.
I was as sad as I would ever been..
Çok üzgündüm. Ve yolun kenarındaki bir arabaya çarptım.
I was upset. and I crashed into a car by the side of the road.
Çok üzgündüm, ve arkadaşım Gordon içki için beni dışarı çıkardı.
I was so upset, so my friend Gordon took me out for a drink.
Çok üzgündüm.
I was heartbroken.
Neden çok üzgündüm?
Why was I heartbroken?
Çok üzgündüm, yalnız kalmak istiyordum.
I was upset. I wanted to be alone.
Çok üzgündüm.
So I very sorry.
Ve ben… Ben çok üzgündüm.
And I just… I got so upset.
Unicondaki tüm aptalları ezeceğim. Çok üzgündüm.
I will crush all the Unicon jerks. I felt so upset.
Çok üzgündüm. Sanırım rüyamda biraz ağladım ve sen de o sesi… seks yaparken çıkarıyorum sandın, ki bu da hiç hoşuma gitmedi.
Which might have sounded like sex to you, which I don't love. I was very upset, and I think I might have cried a little in my sleep.
Hikayesi yürümedi ve çok üzgündüm, fakat sizlerin hayranı olarak kalmaya devam ettim.
And then the pilot didn't go and I was so sad, but I kept remaining a fan of yours.
Park Avenue. Kocam öldüğünde… tabii haliyle çok üzgündüm… buraya taşınıp yeni bir hayata başlamaya karar verdim.
So I decided to come out here and start a new life for myself. I mean, naturally I was very upset, Park Avenue. You know, when my husband passed away.
Damon ile birlikte bütün yaz Stefanı aradık. Mutlu gibi görünmeye çalışıyordum çünkü Caroline bir parti düzenlemişti ama çok üzgündüm.
Damon and I spent the entire summer looking for Stefan, and I was trying to put on a good face because Caroline was throwing this party for me, but I was so sad.
Bayan Bobbie hakkında bir şey söylememeliydim ama çok üzgündüm, seni bırakmak istemiyorum.
I shouldn't have said anything about Miss Bobbie, but I was so upset, and I don't want to leave you.
Results: 65, Time: 0.0282

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English