Examples of using Öğrendiği zaman in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sadece 83 gününün kaldığını öğrendiği zaman.
Öğrendiği zaman, bir ekip gönderip her şeyi yok edecek.
Biraz İngilizce öğrendiği zaman.
Bizi öğrendiği zaman Sentinel Hizmetlere karşı geldi. Bunu yaptı.
Peki kardeşin senin cehenneme gittiğini öğrendiği zaman nasıl hissedecek?
O hayal kırıklığına uğrayacaktır, gerçeği öğrendiği zaman.
Ama Crassus olduğunu öğrendiği zaman.
Öğrendiği zaman bizi programı ifşa etmekle tehdit etti.
Peki kardeşin senin cehenneme gideceğini… öğrendiği zaman nasıl hissedecek?
Öğrendiği zaman bizi programı ifşa etmekle tehdit etti.
Sakinleştirici aldığımı öğrendiği zaman Teddy çok kızmıştı.
Sakinleştirici aldığımı öğrendiği zaman Teddy çok kızmıştı.
Babam öğrendiği zaman beni dövdü.
Bay Burr öğrendiği zaman küplere bindi.
Amcam, Japon malı olduğu öğrendiği zaman kalp pilini söküp çıkarmıştı.
Ki, gerçekleri öğrendiği zaman sizin rızanıza boyun eysin.
Öğrendiği zaman seni zaten terk edecek.
Beni öğrendiği zaman çok üzülmüştü, ben de onun için üzülmüştüm.
Ve bence bunu öğrendiği zaman sponsorum da öyle demeyecektir.
Bizim birlikte olduğumuzu öğrendiği zaman sorun yaratmaya çalışacaktır.