Examples of using Ölü bir kedi in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Şimdi, ölü bir kediyle randevum var.
Mutfak tezgahında ölü bir kediyi kestiğine inanamıyorum.
Mutfak tezgahında ölü bir kediyi kestiğine inanamıyorum.
Elinde ölü bir kediyle dolaşıyor.
Ölü bir kedinin siğilleri iyileştirdiğini kim söyledi sana?
Bak sadece ölü bir kediye ihtiyacımız var.
Eski bir sosisli ya da ölü bir kedidir.
Ölü bir kedinin kuyruğu.
Elimi ölü bir kedinin kanına bulaştırmak istemem, adamım.
Baban ufak bir çocukken ölü bir kediyi eve getirip yemek masasının üzerinde kesip açmıştı!
Söylüyorsun bana? Yani aklına gelen tek şeyin, ölü bir kediydi demek olduğunu mu?
Dalga geçiyor olmalısın. Mutfak tezgahında… ölü bir kediyi kestiğine inanamıyorum.
Ölü bir kedi.
Ve ölü bir kedi.
Bana ölü bir kedi bulun.
Yerde ölü bir kedi var.
Aynı ölü bir kedi gibi.
Orada ölü bir kedi var.
Birden, ölü bir kedi görüyor.
Mutfakta ölü bir kedi var.