and death
ve ölümve ölümünve öldürürölüm arasındamematve deathile ölümölüm deda ölümölüm kalım
and dying
ve ölve geberve ölünve ölümoysa ben bunu gerçekten yaşadığıma inanıyorum böyle öleceklerölebilir diye koşa koşa gidipölen bu et çuvallarının ötesine geçerek
and the dead
ve ölülerve ölümve ölmüşölüm arasındabir ceset mezarından kalkıpkalkıp konuştuğunu gördüm bir ceset
Yaşamla ölüm arasındayken en çok acı veren ne, biliyor musunuz?
You know the hardest thing when you're between life and death?Muhammed ile ölüm arasına, incecik bir… örümcek ağı ördü.
That some wire of a cobweb. It did not have there between Mohammad and death.Yaşamla ölüm arasındaki bu küçük zaman diliminde… kafasının içinde kimse yoktu.
There was nobody inside his skull. So in this brief moment between life and death.Yaşamla ölüm arasındaki bu küçük zaman diliminde… kafasının içinde kimse yoktu.
So in this brief moment between life and death, there was nobody inside his skull.Hayat ile ölüm arasındaki boşluk. En hayatta olduğumuz yer orası.
The space between life and death, that's where we are the most alive.Yaşam ile ölüm arasındaki çizgide yaşamanın nasıl olduğunu bilirim.
I know about living on the edge between life and death.Araf, yaşamla ölüm arasındaki bir yer.
Limbo exists in the time between life and death.Bunun anlamı yaşamla ölüm arasındaki bir günlük fark olabilir.
It could mean the difference between life and death one day.Araf, hayatla ölüm arasındaki zamanda.
Limbo exists in the time between life and death.Hmm. Hayat ile ölüm arasındaki boşluk.
Hmm. The space between life and death.Zafer ölümün olacaktı. Hayatla ölüm arasındaki son manevi mücadeleydi.
In which death gained the victory. It was the last moral struggle between life and death.Zafer ölümün olacaktı. Hayatla ölüm arasındaki son manevi mücadeleydi.
In which death gains the victory. It was that last spiritual struggle between life and death.Kalbi atmadığı için, Katlyn yaşam ile ölüm arasındaki yerdedir.
Without a heartbeat, Katlyn is in a hinterland between life and death.Fakat Başbüyücü yaşamla ölüm arasındaki uyumu bir şekilde yeniden sağladı.
But somehow the First Wizard has restored harmony between death and life.Buraya gel ve benimle birlikte ölümlüler arasında bir yolculuğa çık.
Descend and make a pilgrimage with me among these mortals.Zafer ölümün olacaktı. Hayatla ölüm arasındaki son manevi mücadeleydi.
It was the last moral struggle between life and death, in which death gained the victory.Nasıl? Rüya! Muhafızla Ölümsüz arasında diyor?
A relationship between the Protector and an Immortal. Rüya… But how?Zeynep, bu artık Muhafızlarla Ölümsüzler arasındaki bir savaş değil.
Zeynep, this fight is no longer between the Protectors and the Immortals.Zeus onu Olymposdaki ölümsüzlerin arasına aldı.
Sersi then participated in a battle between the Olympian gods and Eternals.Ben şu an yaşamla ölüm arasındaki bir noktadayım karşımda tam bir milyar dolarlık bir anlaşma var.
Well I'm at the point of life and death… on a multi-billion dollar deal.
Results: 50,
Time: 0.053
Turkce
Български
Deutsch
Ελληνικά
عربى
বাংলা
Český
Dansk
Español
Suomi
Français
עִברִית
हिंदी
Hrvatski
Magyar
Bahasa indonesia
Italiano
日本語
Қазақ
한국어
മലയാളം
मराठी
Bahasa malay
Nederlands
Norsk
Polski
Português
Română
Русский
Slovenský
Slovenski
Српски
Svenska
தமிழ்
తెలుగు
ไทย
Tagalog
Українська
اردو
Tiếng việt
中文