ÖLDÜRMELERINE in English translation

kill
öldürmek
öldürün
gebert
they execute
öldürmelerine
infaz etmeden
idam
murder
cinayet
öldürmek
katil
öldürüldüğü
killing
öldürmek
öldürün
gebert
be slaughtered

Examples of using Öldürmelerine in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Beni öldürmelerine izin mi verseydim?
Should I have let myself get killed?
Tekrar öldürmelerine izin vermeden, Kes sunu Frizer.
Stop them, Frizer, before they kill again.
Carson, McKayyi öldürmelerine 15 dakikadan az kaldı.
Carson, we have less than 15 minutes before they kill McKay.
Arkadaşlarımın sizi öldürmelerine ihtiyacım yok.
I don't need my friends to kill you.
Hastaları öldürmelerine büyü mü sebep oldu?
Witchcraft caused them to kill those patients?
Walter Whiteı öldürmelerine izin vermem için baskı yaptılar.
They continued to press me for my permission to kill Walter White.
Birçoğunu öldürmelerine rağmen hiçbirinin cesedi yoktur.
Although there were some injuries, no one was killed.
Washingtonı öldürmelerine imkan yok.
There's no way they killed Washington.
Juliayı öldürmelerine de yeter mi?
Is it enough they killed Julia?
Beni öldürmelerine engel olmak için bir yol bulmam gerekiyordu.
I had to find a way to stop them trying to kill me.
Walter Whiteı öldürmelerine izin vermem için baskı yaptılar.
For my permission to kill Walter White. They continue to press me.
Vardır! Beni öldürmelerine izin mi verseydim?
Should I have let myself get killed?
Başkanımızı öldürmelerine ne kadar şaşırabiliriz ki?
How shocked can we be when they kill our president?
Vardır! Beni öldürmelerine izin mi verseydim?
Or should I have let myself get killed, is that it?
Carson, McKayi öldürmelerine 15 dakikadan az kaldı.
Carson, we have less than 15 minutes before they kill McKay.
Artık onu öldürmelerine gerek yoktu, onlar da bizi çektiler.
They didn't need to kill him anymore, so they called us off.
Beni öldürmelerine müsaade etmeliydin.
You should have let him kill me.
Marthayı öldürmelerine izin veriyorsun.
You're letting him, kill Martha.
Seni öldürmelerine izin vermezdim.
I would never let them execute you.
Kahretsin! Beni öldürmelerine izin veremem!
Dammit! I'm not gonna be killed!
Results: 333, Time: 0.0332

Top dictionary queries

Turkish - English