ÖNCEYE in English translation

ago
önce kadar
before
önce
daha önce
önceden
eskiden
early
erken
ilk
önce
önceden
sabah
başlarında
saatte
precedes
önce
önde olmaması
just
sadece
az önce
yalnızca
yeni
tıpkı
yeter
tam
hemen
biraz
daha yeni

Examples of using Önceye in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bir bakalım. Psikoloji yüksek lisansı. İki yıl önceye dek bir aile kliniğinde çalışıyormuş.
Let's see, he's got a master's in psychology, worked at a family clinic until two years ago.
Özür dilerim. Bir şey üzerinde çalışıyorum… Mollyyi Avilodan hemen önceye saklıyorum, çılgınca olsun diye.
I'm actually trying to work on something right now… dude, I'm gonna save the Molly for right before avilo, so it's, like, crazy intense.
Bir dakika önceye kadar babam sandığım adam.
who until a minute ago, I thought he was my dad.
Konu şu ki, Dixonın elmasları soruşturmaya gittiği zamanlar bizim kasayı bulmamızdan önceye geliyor.
The thing is, when Dixon came around about the diamonds, it would have been before we found the safety deposit box.
Ve Yeon-joo ile Wnun dünyasını korumak için zamanı Chul, Seong-moo ile işbirliği yapar onunla tanışmasından iki ay önceye geri alır.
Take care. the time to two months ago, before he met Yeon Joo, Chul conspires with Seong Moo and turns back… in order to protect the W world and Yeon Joo.
ölümünden çok az bir süre önceye kadar devam etmiştir.
in Paris in mid-1887, and continued until shortly before his death.
Fosil kayıtlarına göre 460 milyon yıl önceye dayanan ilk çeneli balıkları görüyorsunuz.
And you see fish like these, the first jawed fish in the fossil record, around 460 million years ago.
Konu şu ki, Dixonın elmasları soruşturmaya gittiği zamanlar… bizim kasayı bulmamızdan önceye geliyor.
It would have been before we found the safety deposit box. The thing is, when Dixon came around about the diamonds.
Seong-moo ile işbirliği yapar onunla tanışmasından iki ay önceye geri alır.
turns back time to two months before he met Yeon-joo.
Bu saçmalıklar olmadan çok önceye dayanıyor arkadaşlığımız.
we have been friends way before all of this shit happened.
Bunun üzerine Allah, onu sonraya ve önceye ibret olmak üzere bir ceza ile çarptı.
So God seized him with an exemplary punishment, in the last and in the first.
Yani, binlerce yıl önceye gidecek olursak, Alkolle ilgili yazı içeren en eski kaynak, her şeyden öte İncildir.
I mean, you go back thousands of years, the first writing is about alcohol, the Bible, everything else.
Şehrin tarihi bundan 5000 yıl önceye Dilmum zamanına dayanır ancak şehrin tarihsel kayıtlarına göre, Tylos zamanında Yunanlar( Seleucidler) Bahreyne yerleşmişlerdir ve al-Muharrak bir pagan merkezi olmuştur.
It also going back to the time of Dilmun some 5,000 years ago, but it came to prominence in the historical records during the era of Tylos when Bahrain came under domination of the Selucid Greeks, and Muharraq was the centre of a pagan cult dedicated to the shark god, Awal.
ölümünden hemen önceye kadar savaş sonrası dönemde popüler radyo ve radyo, televizyon ve radyo ve filmlerde ve sahne yapımlarında popüler bir şarkıcı ve oyuncu oldu.
radio, and in films and stage productions, until shortly before her death.
Glee kulübü nedir anlamıyorum ve üç saat önceye kadar'' gösteri korosu'' diye bir tabir hiç duymadım.
I don't understand what a glee club is… and I have never even heard the term"show choir"… until about three hours ago, when my boss told me… he had tickets to NASCAR…
Beş nesil önceye gittiğimizde, 125 yıl öncesine… bu topraklar sadece Batı'' olarak bilinirdi ve… bilenler de kunduz peşinde gezen… bir avuç beyaz avcıdan ibaretti.
Five generations ago, a mere 125 years back… this land was known only as the West… known only to a handful of white men… lonely trappers wandering its vastness in search of beaver.
senin ofisinde. Birkaç saat önceye kadar ikisi de yoktu.
the other's in your office, and those two didn't even exist until about a few hours ago.
bu kemiklerin ne kadar yaşlı olduklarını, radyokarbon tarihlemeye göre 33.000 yıl önceye tarihlendiklerini, bilmesem bunların birkaç yüz yaşında olduğunu söylediğinizde size inanırdım.
that they would been radio carbon dated to 33,000 years ago, I would believe you if you told me they were a few hundred years old.
bir yüzyıl hatta bir milenyum daha önceye gelmiş olsaydım, gelecek üstündeki etkisi çok daha büyük olurdu.
had I arrived a century, or even millennia ago, the effect on my future would likely be more severe.
bir yüzyıl hatta bir milenyum daha önceye gelmiş olsaydım.
even a millennia ago, I will not give you a lesson in temporal theory, nice try.
Results: 269, Time: 0.0314

Top dictionary queries

Turkish - English