ÖZGÜRLÜKLERIN in English translation

freedoms
özgürlük
özgür
hürriyet
liberties
özgürlük
hürriyet
bağımsızlık
izni
özgür
freedom
özgürlük
özgür
hürriyet

Examples of using Özgürlüklerin in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
İnsan Haklarıve Temel Özgürlüklerin Korunmasıhakkındaki Avrupa Sözleşmesi tarafından belirlenen ve Üye Devletlerde ortak olan
Fundamental rights, as guaranteed by the European Convention for the Protection of Human Rights and Fundamental Freedoms, and as they result from theconstitutional traditions common to the Member States,
Arnavutlukun ulusal özgürlüğünün en kritik anlarında ABD haklar ve özgürlüklerin korunmasında yardımcı rolü oynamıştır.'' dedi.
the United States has played the role of helping to save rights and freedom," Berisha said.
temel hak ve özgürlüklerin, demokrasinin,
guarantee fundamental rights and freedoms, democracy, the rule of law,
maddi ve diğer tüm hak ve özgürlüklerin korunmasını sağlayan bir sistem kurmaktır.
the rule of law, providing security and protection of individual, minority, property, and all other rights and freedoms.
Zararlı Maddelerin Taşınması ile İlgili Kanunun çıkarılması ve BH Anayasasının İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Avrupa Konvansiyonuna uyumlu hale getirilmesi yer alıyor.
adoption of the Law on State Aid, harmonisation of the BiH Constitution with the European Convention on Protection of Human Rights and Fundamental Freedoms and adoption of the Law on Transport of Harmful Matters.
Ondan, eskiden bir sokağın köşesi olan simsiyah molozların üzerine çıkmasını çeşit çeşit özgürlüklerin nişanesi olarak eliyle İnsan Hakları Bildirgesi ve bayrak sallamasını istiyorsunuz.
You want him to stand on the blackened rubble of what used to be the corner of a street with a sample case of assorted freedoms, waving the flag and the Bill of Rights.
Anayasayla yaratılan, devlet içindeki güç dengesi, özgürlüklerin korunması için… hür insanlar tarafından düşünülmüş, çok dahice bir araçtır.
The balance of power in our government,… is the most brilliant device for the protection of liberty conceived by free men… as created by the Constitution.
devlet içindeki güç dengesi, özgürlüklerin korunması için… hür insanlar tarafından düşünülmüş, çok dahice bir araçtır.
We're not ready for this, Fred. is the most brilliant device for the protection of liberty conceived by free men.
temel hak ve özgürlüklerin, demokrasinin,
guarantee fundamental rights and freedoms, democracy, the rule of law,
Kişinin gerçek dokunulmazlığı, vicdan özgürlüğü, konuşma, toplanma ve örgütlenme ilkelerine dayanan sivil özgürlüklerin gerekli temeli halka verilecek.
including To grant to the population the essential foundations of civil freedoms based on the principles of genuine inviolability of the person, freedom of conscience, speech, assembly and association.
Ayrıca Türkiye dışındaki bütün devletlerin, medyanın ve diğer kamuoyunun Türkiyedeki özgürlüklerin kısıtlanmasına ve fikirlerin bastırılmasına karşı seslerini yükseltmeleri için çağrıda bulunuyoruz.”.
government to stop the lynching campaign unleashed against them. We also call on all governments, the media and the wider public outside Turkey to raise their voice against the curtailment of freedoms and suppression of dissent in Turkey.
İnsanların kendi özgürlüklerine tapınmak için çırpındıklarını gördüm.
I have seen people throw themselves down and worship their own freedom.
Özgürlüklerine kavuşacakları günü hayal etmek.
To dream about the day when they will regain their freedom.
Hayır, özgürlük yolum için dövüşürken bazı masum insanlara zarar verebilirdim.
No, to fight my way free, I would have hurt some innocent people.
Beyler, özgürlüğünüz hakkında şimdi ne düşünüyorsunuz?
Gentlemen, what do you think of your freedom now?
Hayır. Özgürlüğünüzü garantilemek için çıkar yolu kendimiz bulmalıyız.
We must find our own avenue to secure your freedom. No.
Belki özgürlüğünüz karşılığında kendimi teslim ederek pazarlık edebilirim.
Give myself up in exchange for your freedom. Maybe I can bargain with them.
Navio ve Noa özgürlüklerine kavuştular ve doğal yaşama ilk kez koşuyorlar.
Navio and Noa are given their freedom, running wild for the first time.
Özgürlük, Arkadaşlık, destek, ihtiyacım olduğunda baskı. rehberlik.
Guidance, support, independence, Friendship, a push when I needed it.
Özgürlük, Arkadaşlık, destek, ihtiyacım olduğunda baskı. rehberlik.
Guidance, a push when I needed it. support, Friendship, independence.
Results: 56, Time: 0.0218

Top dictionary queries

Turkish - English