Examples of using Şehrin diğer ucunda in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Şehrin diğer ucunda.
Şehrin diğer ucunda.
Stadyum?- Şehrin diğer ucunda.
Seçme şu an yapılıyor Hemde şehrin diğer ucunda kardeşim!
Köpekler mahkemeye alınmaz, bu yüzden şehrin diğer ucunda neler olduğunu hayal etmek zorundaydım.
Köpekler mahkemeye alınmaz, bu yüzden şehrin diğer ucunda neler olduğunu hayal etmek zorundaydım.
Bizimse aracımız yok. Anlaşma bitti. Unut bunu. Adam şehrin diğer ucunda.
Tiyatronun yakınında bile değildi, ve şehrin diğer ucunda bir partideydi, yani.
Erkek kardeşi Willow Glende yaşıyor… kazayı geçirdiği şehrin diğer ucunda.
Erkek kardeşi Willow Glende yaşıyor… kazayı geçirdiği şehrin diğer ucunda.
Evet ama şehrin diğer ucuna gidecek.
Kumarhaneye giremezler ve şehrin diğer ucundaki siyahi otellerinde uyurlardı.
Evet! Şehrin diğer ucundasın, oraya nasıl gideceksin?
Fakat şehrin diğer ucundayım.
Şehrin diğer ucundaki yemi takip ediyorlar.
Araç kaza yaptığında ben şehrin diğer ucundaydım, dolayısıyla şüpheliniz ben değilim.
Cisco yol boyunca sensörler kurdu. Şehrin diğer ucundaki bitiş noktasına kadar hızını takip edecek.
Kendi pis işlerini yapmaktansa, şehrin diğer ucundan polis çağıracak bir tip olduğunu bilmeseydim şu anda seni sağlam bir suçlamayla içeri tıkıyor olurdum.
Kendi pis işlerini yapmaktansa, şehrin diğer ucundan… polis çağıracak bir tip olduğunu bilmeseydim… şu anda seni sağlam bir suçlamayla içeri tıkıyor olurdum.
Kendi pis işlerini yapmaktansa, şehrin diğer ucundan… polis çağıracak bir tip olduğunu bilmeseydim… şu anda seni sağlam bir suçlamayla içeri tıkıyor olurdum.