Examples of using Şeydeki in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yalnız.- Ben şeydeki depo merkezindeyim…- Kenilworth Avenue.
Yalnız.- Ben şeydeki depo merkezindeyim…- Kenilworth Avenue.
Ben şeydeki depo merkezindeyim… Yalnız.- Kenilworth Avenue.
Ben şeydeki depo merkezindeyim… Yalnız.
Ben şeydeki depo merkezindeyim… Yalnız.- Kenilworth Avenue.
Peki ismindeki ve her şeydeki şu 23ler neyin nesi?
Aman tanrım, bu şeydeki kızın aynısı.
Tanrım. Kalori, şeydeki artış… Güzel bir soru.
Tanrım. Kalori, şeydeki artış… Güzel bir soru.
Madem bu şeydeki suçluyla savaşmıyordun, o zaman neredeydin?
Tanrım. Kalori, şeydeki artış… Güzel bir soru.
Bert Pembrookun kim olduğunu biliyorum. O şeydeki kiracılardan?
Beni bağışlayın, hanımefendi, fakat o şeydeki renkleri nasıl düzeltmemi istersiniz?
Tanrım. Kalori, şeydeki artış… Güzel bir soru.
Aman tanrım, şu öbür filmdeki! Ama en güzel kısım kızdı, şeydeki kız!
Sanki vurulmuş ve ölmeyi bekleyen bir adam gibi… aynı şeydeki gibi… Devam et, Clara.
Doğru ama Tanrımız her şeydeki doğruluğu görür ve bu yüzden senin doğruluğunu da biliyor.
Bizim hikayemiz evrenin hikayesidir. Herkesteki, sevdiğimiz her şeydeki her parça, nefret ettiğimiz ya da en değerli gördüğümüz şeydeki her parça kainatın başlangıcının ilk birkaç dakikasında,
Her şeydeki güzelliği görebilmek.
Bu şeydeki potansiyel hesaplanamaz boyutta.