Examples of using Acil servisteki in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Acil servisteki tüm hastaların yaşlarının toplamı bin olursa eve gidebilirsiniz.
Acil servisteki özel bir göğüs görüntüleme sistemine kaynak sağlanırsa… artan hasta sayımızla baş edebilmek için uygun maliyetli yollar üretebiliriz.
Acil servisteki ilk haftamda Halehin adını unuttum ve ona'' hemşire'' diye seslendim.- Evet.
Acil servisteki doktora bunu söyleyip duruyorum, ama hiçbir şey yokmuş gibi baktı.
Danny, acil servisteki Rachelın bu hafta sonu yapılacak New York Maratonu hususunda endişelendiğinden bahsetmişti.
Dr. Creel, acil servisteki hemşirelerden biri bir psikiyatrik danışma için sizin adınızı verdi.
Acil servisteki görgü tanıkları… First Ladynin her yerine kan sıçramış şekilde konuşmadan oturduğunu belirtti.
Acil servisteki diğer uyumsuz arkadaşların gibi uyuşturucu veya… alkol bağımlılığı edinmedin değil mi?
Elliot, acil servisteki doktor burada uzman olmadığını biliyor,… bu yüzden de tedavi etmek yerine, hastaneye kabul ediyor.
Acil servisteki doktorun babası 45. bölgede polismiş,
MRI kamyonumuzu çabucak alabildiğini biliyorum. Ona acil servisteki işi teklif ettiğinizi biliyorum, reddettiğini de.
Bebeği bulduğunuz saatteki tüm 911 aramalarını Acil Servisteki bağlantıma kontrol ettirdim.
Gerçekten mi? Çünkü Kris Mundynin öldürüldüğü akşam Hollywood Presbiteryen Hastanesine gittin. Acil servisteki doktor, senin HAART denen bir tedavi talep ettiğini söylüyor.
Bu da demek oluyor ki, hem uçaktaki hem de bu acil servisteki herkes… ona maruz kaldı.
kızının öldüğü gün acil servisteki doktor.
Muhtemelen, acil servisteki travma kurbanlarına ayrılmış bir ameliyat odasındadır, efendim. Şu tarafta.
Acil Servisin akıllı doktorlarının geç saatte çalıştığını görmek güzel.
Acil servisten ayrılacak mısın?
Burada şef doktorum ve acil servisin başındayım. Seni biraz eğiteyim.
Annesini acil servisten hangi doktor tedavi etmiş?