Examples of using Akdenize in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Prenses Diana Muhammed Al Fayedin yatıyla bugün Akdenize açıldı.
Yıllardır 2,000 ton kimyasal her gün Akdenize döküldü.
Prenses Diana Muhammed Al Fayedin yatıyla bugün Akdenize açıldı.
Şey, peki nakit para? Akdenize gidiyoruz?
Yani… dalacağız ve yüzey akıntısının bizi Akdenize çekmesine izin vereceğiz.
Cape Fear, Akdenize girmiş olur.
Atlantis gibi, Akdenize gömülmüş.
Darien, Akdenize gitmiyorum.
Dünya Savaşının çıkmasının hemen ardından Akdenize açıldı; ancak aynı sınıftaki diğer denizaltılarla birlikte, yedek parça eksikliği sebebiyle Eylül 1915e kadar kullanılmadı.
Sovyetler istila ettiği Doğu Avrupa ülkelerini İran, Türkiye ve Akdenize yaymak istiyordu. işgal ediyor ve etkisini daha da ötelere.
veba çok yakında gemilerdeki sıçanlar aracılığıyla Akdenize ve ötesine kadar yayılacaktır.
Amiral Grigoriy Spiridov komutasındaki Rus donanması Cebelitarıktan Akdenize girerek Moraya doğru hareket etti.
Bir düşün bunu, yarın Akdenize açılacak bir tekne var.
Bir düşün bunu, yarın Akdenize açılacak bir tekne var.
Bir düşün bunu, yarın Akdenize açılacak bir tekne var.
Bir düşün bunu, yarın Akdenize açılacak bir tekne var.
Servetini ticaret üzerine kurmuş… gelişmiş deniz gücünü Akdenize hükmetmek için kullanıyor.
kuzeydoğu Atlantik Okyanusuna ve Akdenize özgün bir balık türüdür.
Akdenize doğru 1987-1992 yılları arasında, en uzun 1.300 kmde,
Megahit-Uluslararası Akdeniz Şarkı Yarışması, Akdenize kıyısı olan ülkelerden gelen şarkıcıların katılımıyla Türkiyede düzenlenen uluslararası şarkı yarışması.