ALDIĞINIZ in English translation

you took
al
alıyorsun
alırsın
alıp
alırsan
alır
kabul
aldığın
götür
alın
you got
alırsın
var
alıyorsun
al
alırsan
hemen
almaz
alacaksın
bul
getir
you bought
alırsın
alıyorsun
alırsanız
satın
aldın
ısmarlamana
alın
alır mısın
sen alırsın
kazandırabilir misin
you picked up
alırsın
aldığın
alıp
toplamana
kaldır
seç
çekersen
sen al
you received
aldığın
uzuva
alacağınız
siz alırsınız
you purchased
satın
aldığınız
having
var
sahip
hiç
daha
beri
zaten
yok
üzerinde
ilgili
zaman
you collect
topluyorsun
biriktiriyorsun
aldığın
toplarsınız
sen toplayacaksın
you take
al
alıyorsun
alırsın
alıp
alırsan
alır
kabul
aldığın
götür
alın
you get
alırsın
var
alıyorsun
al
alırsan
hemen
almaz
alacaksın
bul
getir
you buy
alırsın
alıyorsun
alırsanız
satın
aldın
ısmarlamana
alın
alır mısın
sen alırsın
kazandırabilir misin
you receive
aldığın
uzuva
alacağınız
siz alırsınız
you collected
topluyorsun
biriktiriyorsun
aldığın
toplarsınız
sen toplayacaksın

Examples of using Aldığınız in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Franki aldığınız yerin yakınlarında, bir erkek cesedi buldu.
On the site near where you picked up Frank. They found a male body.
Finkelwooddaki hayatı plak koleksiyonunu senin eski piyanonu beraber aldığınız küveti.
Life in Finkelwood, his record collection, your old piano, that bathtub you bought together.
Eminim aldığınız Şikayet mektuplarının% 90ı.
I'm sure 90% Of the complaint letters you get♪.
Bizi uçağınıza aldığınız için teşekkürler, Bay Gao.
Thanks for having us aboard, Mr. Gao.
Aldığınız bilgiler sizin Araştırma adını verdiğiniz bir grup insandan geliyordu.
Came from a group of people that you call Research. The information that you received.
Bence Tom, onun için aldığınız hediyeleri beğenecek.
I think Tom will like the presents you bought for him.
Orijinali geri aldığınız sürece, umurunuzda bile değil.
You don't care, as long as you get the original back.
Aldığınız her biri en iyi adamlarınızın kovanlarındaki bir mermi olacak.
Each one you buy is a bullet in the barrel of your best guy's gun.
Beni tekrardan aldığınız için teşekkür ederim.
Thanks for having me back.
Aldığınız anonim mesajın kimden geldiğini bulmak için.
To determine the sender of the anonymous message you received.
Bence Tom onun için aldığınız hediyeyi beğenecek.
I think Tom will like the present you bought for him.
Girmem gerek. Batı Virginiadan aldığınız o karantina konmuş vagona.
I need access to that quarantine car you picked up in West Virginia.
Aldığınız her senet sevdiğiniz birini korumaya yardımcı olacak.
Every bond you buy will help protect someone you love.
Artık onunla ilgili aldığınız her bilgiyi bana getiriyorsunuz, tamam mı?
You bring it straight to me. Now, you receive any information pertaining to her?
Aldığınız her bilgi, sabah Tokyodakiler… uyanınca değiştirilecektir.
Any information you get, when Tokyo wake up, they will change it.
Beni aldığınız için teşekkürler.
Thanks for having me on board.
Notu aldığınız zaman olduğu gibi.
As you were when you received the note.
Normalde gönderirdik ama ona aldığınız kamera çok pahalı.
Normally we would have, but that camera you bought him is pretty expensive.
Johnny Youngdan aldığınız benzin yüksek oktanlı.
The gasoline you collected from Johnny Young is high octane.
Aldığınız her bono, sevdiğiniz birinmasına yardımcı olacak.
Every bond you buy will help protect someone you love.
Results: 566, Time: 0.0421

Top dictionary queries

Turkish - English