ALETLERI in English translation

tools
alet
aracı
araç
bir araçname
bir gereç
maşası
instruments
enstrüman
alet
aracı
araç
cihaz
çalgı
equipment
ekipman
malzeme
teçhizat
donanım
alet
cihaz
gereçleri
araçları
devices
cihaz
aygıt
alet
aracı
düzenek
appliances
aleti
cihazı
eşyasıdır
aygıtlar
gereç
gear
vites
teçhizat
dişli
mal
malzemeleri
ekipmanı
aletleri
eşyaları
donanımı
takımı
machines
makina
alet
makinesi
makine
cihazı
things
şey
birşey
olay
bir sey
şu
şeyi
meselesi
gadgets
cihaz
alet
aygıtın
zımbırtı
dicks
çük
penis
yarak
sikleri
sik
pislikler
aletleri
yarrak
sikler

Examples of using Aletleri in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Babanın aletleri birkaç hafta çalışıyor, ama sonra… Sağol.
Thanks. Dad's machines, they work so well the first couple of weeks, then.
değil mi? Sen aletleri sağlıyorsun.
You supply the equipment.
Yazım aletleri sol tarafınızda.
Writing implements to your left.
Onlara göre, askeri aletleri, silahları falan da varmış.
According to them, they got GI gear, guns and everything else.
Bu çocukların aletleri şu sosislerden bile daha büyük!
Than them sausages. Those kids' dicks are bigger!
Ne zaman yüksek teknoloji aletleri gelse… kargo listesini iki kere kontrol ederler.
They always double-check the manifest. whenever high-tech gadgets come in.
Aletleri çok seviyorsun dostum.
You really love cock, man.
Bugün çeşitli aletlerle biraz talim yapacağız. Aletleri nerede depoladığımızı göstereceğim.
We're gonna spend some time today drilling various tools, show you where things are stored.
Travis yarınki büyük kuyu kazımı için tüm aletleri hazırlamamı istiyor.
Travis wants me to get all the equipment ready for the big well dig tomorrow.
Kaşık gibi metal aletleri bile kullanmamaya karar verdim.
I have decided not to use any metallic utensils like spoons.
Bu çocukların aletleri şu sosislerden bile daha büyük!
Those kids' dicks are biggerthan them sausages!
Şu aletleri dışarı taşıyalım.
Let's get this gear outside.
Dalış!… aletleri, Tanrı Aşkına!
Scuba, gadgets for God's sake!
Rock aletleri koleksiyonu.
Rock cock collection.
Brad, Tim, çıkartın şu aletleri buradan.
Brad, Tim, get those things out of here.
Cinayet silahları botla getirilmiş olan mutfak aletleri.
Murder weapons were kitchen implements that came with the boat.
Bu çocukların aletleri şu sosislerden bile daha büyük!
Goddamn it! Those kids' dicks are bigger than them sausages!
Önce aletleri arkaya götürün.
Get the gear in the back first.
Bu aletleri sana vermek için Elaineden özel talimatlar aldım.
To tailor these gadgets to you. I was given specific instructions by Elaine.
Bu aletleri derslerde mi, kişisel eğitimde mi kullanıyorsun?
Do you use these machines in classes or personal training?
Results: 1206, Time: 0.0688

Top dictionary queries

Turkish - English