INSTRUMENTS in Turkish translation

• enstrümanları
• aletleri
• araçları
• cihazları
• instruments
• ekipmanlar
• çalgılar
• aygıtlar
• aracı
• aletler
• enstrümanlar
• enstrüman
• enstrümanlarını
• araçlar
• alet
• aletlere
• cihazlar
• araçlarını
• ekipman
• araçların
• aygıtlara
• ekipmanları
• çalgıları

Examples of using Instruments in English and their translations into Turkish

Four instruments of death.
Ölümün dört aracı.

Power up. All instruments activated.
Gücü artır. Tüm ekipmanlar faal.

Except in stead of playing instruments, they just dance around and make out.
Enstrüman çalmak yerine, sadece etrafta dans edip, sevişen.

Vibrations. Sorry, I mean, my factory makes instruments for measuring.
Pardon, fabrikam titreşimleri ölçen aletler üretir.

Dust. Apparently these Instruments have not Been recently used.
Toz. Bu aygıtlar son zamanlarda pek kullanılmamış.

New songs, these instruments.
Yeni şarkılar, bu çalgılar.

All instruments activated. Power up.
Gücü artır. Tüm ekipmanlar faal.

Shaking hands… with men who come to take your instruments out of my house.
Senin enstrümanlarını alıp evden götürecek olan adamlar ile el sıkışmayı.

We will just play the instruments in the background. You're the lead.
Biz sadece arka planda enstrüman çalıyoruz. Sen seç.

Apparently these instruments have not been recently used.
Bu aygıtlar son zamanlarda pek kullanılmamış.

The instruments doubling the voices.- Identical?
Hepsi aynı mı? Çalgılar sesleri ikiye katlıyor?

My instruments need to be lined up in exactly this way.
Benim araçlar dizilmiş gerekir Tam olarak bu şekilde.

There's a reason you got your instruments from a dumpster!
Enstrümanlarını çöpten çıkarmanın bir sebebi var herhalde!

I know you don't play any instruments, but… can you read music?
Enstrüman çalmadığını biliyorum, ama… nota okumayı biliyor musun?

The last I knew he was working in a store selling instruments.
Bildim en son alet satan bir dükkanda çalışıyordu.

Because neither the spacecraft nor the instruments were designed to do this.
Çünkü ne uzay aracı ne de araçlar bunun için tasarlandı. FİZİKÇİ, IMPERIAL COLLEGE LONDON.

One has to admit these gypsies can play their instruments well.
Kabul etmeliyiz ki çingeneler enstrümanlarını çok iyi çalıyorlar.

The world is full of beautiful instruments.- My darling!
Sevgilim, dünyada bir sürü güzel enstrüman var!

People who needs these instruments are to get them from us.
Bu aletlere ihtiyacı olanlar bunları bizden alacak.

I can't operate. I haven't got the instruments.
Alet edevatım yok. Ameliyat edemem.