AMA BUNU in English translation

but it
ama bu
ama
fakat bu
ancak bu
fakat o
but this
ama bu
fakat bu
ancak bu
ama burası
ama şu
ama bu çok
but that
ama bu
ama o
fakat bu
ancak bu
ama şu
ama bu çok
ama öyle
ama böyle
ama orası
but i
ama ben
ama
ama bence
ama seni
but we
ama biz
fakat biz
ancak biz
oysa biz
ama bu
ama onu
biz ise
ama hepimiz
but you
ama sen
ama siz
fakat siz
sen hariç
ancak siz
senden başka
senin dışında
ama sana
but they
ama onlar
fakat onlar
ancak onlar
oysa onlar
ama bunlar
ama hepsi
ama onlar da
halbuki onlar
ama değiller
onlar ise
but you can
ama yapabilirsin
ama sen yapabilirsin
ama bunu
ama sen benim adamımın ofisine girip kariyerini tehdit edebiliyorsun
fakat olabilirsin
mi ama beni mobiletime bırakabilirsin
edilemez lakin
ama narsistlerle ve sosyopatlarla empati kurabiliyorsun
ama ama daha iyilerini bulabilirsiniz
this though
ama şunu
ama bunu
bu gerçi
bunu buldu gerçi
gerçi çocuklardan biri mezarda , bunu
but not
ama pek
değil ama
yok ama
olmaz ama
ama senin istediğin şekilde değil
ama hiçbir
ama zarafetli ve sabırlı birini değil
ama bu kıza sakın
ama jeffrey değil
ama babanın sana verdiği ismi değil

Examples of using Ama bunu in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Canını yaktığını biliyorum, ama bunu düzeltmenin yolu bu değil.
I know you're hurting, but this isn't the way to fix it.
Ama bunu reddedemezsin.
But you cannot refuse.
Ama bunu asla yapmayız.
But we never have.
Yaşayacaklardır ama bunu asla unutmayacaklar.
They will live, but they will never forget.
Ama bunu teslim etmem gerek.
I just gotta deliver this, though.
Ama bunu asla duymak istemezsin.
But you never wanna hear it.
Ama bunu yapacağım. Hayatımda senin için hiçbir şey yapmadım.
I haven't done anything for you in my life, but that I will make happen.
Yapabilir miyim bilmiyorum, ama bunu denemek zorundayım.
I don't know if I can, but I have to try.
Trajik, evet… ama bunu lehimize kullanabiliriz.
Tragic, yes, but this can work to our advantage.
Ama bunu Arthura söyleyemezsin!
But you can't tell Arthur!
Ama bunu mümkün kılacak birine ihtiyacım var.
But we need someone to make it all possible.
Ama bunu ben emretmiyorum.
But not at my command.
Ama bunu yapan o değil Kevin.
He didn't do this, though, Kevin.
Beni hayata döndürdüler ama bunu beni kurtarmak için yapmadılar.
They brought me back, but they weren't trying to save me.
Oh, ama bunu yaptın, Marcela.
Oh, but you have, Marcela.
Eğer isteseydim onu öldürebilirdim, ama bunu yapmadım.
I could have killed him if I would wanted to, but I didn't.
Trajik, evet… ama bunu lehimize kullanabiliriz.
But this can work to our advantage. Tragic, yes.
Ama bunu kazanamazsın!
But you can't win!
Ama bunu doğrulamamız lazım.
But we need verification.
Ama bunu başardılar.
But they did.
Results: 1261, Time: 0.103

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English