bir şey ifadebir anlamıbir şey demekanlamı varanlamı olan ayrıntıları ve hayatın saçmalıklarını gösteren şeyleribir şey çağrıştırıyor muşey bütün bu resimlerin bir anlamıbir şey mi yani
something purposeful
nothing that would make sense
Examples of using
Anlamlı bir şey
in Turkish and their translations into English
{-}
Colloquial
Ecclesiastic
Ecclesiastic
Computer
Programming
İnsanları fikren şekillendirmek… Benim için çok anlamlı bir şey.
Well, that means a lot to me. The idea of molding men.
Ve bu çok anlamlı bir şey.
Something which stays And that's something meaningful.
Sheldon, şu an ya kalbinden gelen anlamlı bir şey söylersin, ya da ayrılırız.
Sheldon, you either say something meaningful and from the heart, or you and I are done.
Bak eğer fikrini değiştirip anlamlı bir şey yapmak istersen, Haber ver.
Look, if you change your mind and decide to do something meaningful with your life, let me know.
Hayatım boyunca ilk defa bir şey kazandım ve bu da benim için anlamlı bir şey.
This is the first thing I have won in my life, and it means something to me.
istasyonun etrafında olmak… Gerçekten anlamlı bir şey yapanlarla birlikte.
people actually doing something meaningful with their lives… oh,
Bir şey için birbirlerini öldürüyorlardı. Anlamlı bir şey görmedim, insanlar anlamakta zorlandıkları.
To control something they didn't even understand. Nothing that would make sense, except a bunch of people killing each other.
Bak eğer fikrini değiştirip… anlamlı bir şey yapmak istersen, Haber ver.
And decide to do something meaningful with your life, let me know. Look, if you change your mind.
Bütün istedikleri, onlara küçük, anlamlı bir şey sunmamız bizim yaptığımız da buydu.
So all they ask is that we give them a little something meaningful which we did.
Fark etmediğin şeyse tanıdığın herkesi kıskandığın… Çünkü hepsi de hayatlarında anlamlı bir şey bulmuşlar ve sen bulamamışsın.
What you don't realize Is that everyone knows you're just jealous, Because they have found something meaningful in their lives, and you haven't.
Tanrım, senin ve istasyonun etrafında olmak… Gerçekten anlamlı bir şey yapanlarla birlikte.
People actually doing something meaningful with their lives… God, being around you, being around the house, Oh, come on.
Onlara yardımcı olacak bir şey yapabilirsem kendimi anlamlı bir şey.
That will make me feel like I'm doing something meaningful.
bir sürü çılgınlıklar yapardık, ama dün gece hayatımda ilk kez anlamlı bir şey yaptığımı fark ettim.
we do crazy things for the hell of it, but last night was the first time I felt like what I was doing meant something.
Ben sadece anlamlı bir şey yapmaya ve bu parayı bırakan insanı onurlandırmaya çalışıyorum.
I'm just trying to make what I have mean something, and honor the person that gave it to me.
Evet erkekler de anlamlı bir çok şey yapıyorlar… ve bu bizim umurumuzda bile olmuyor.
What I don't get is the way guys can do so many mean things… and then not even care.
Ben sadece anlamlı bir şey yapmaya… ve bu parayı bırakan insanı onurlandırmaya çalışıyorum.
And honor the person that gave it to me. I'm just trying to make what I have mean something.
Seni yedi sekiz senedir tanıyorum, ilk defa anlamlı bir şey söyledin.
I have known you for seven or eight years, and this is the first time you have ever said anything that's made sense.
Wesley, George bana'' Evet'' dediğinden beri başka anlamlı bir şey söylemedi.
Wesley, George hasn't said anything meaningful to me since he said"I do.
Turkce
Български
Deutsch
Ελληνικά
عربى
বাংলা
Český
Dansk
Español
Suomi
Français
עִברִית
हिंदी
Hrvatski
Magyar
Bahasa indonesia
Italiano
日本語
Қазақ
한국어
മലയാളം
मराठी
Bahasa malay
Nederlands
Norsk
Polski
Português
Română
Русский
Slovenský
Slovenski
Српски
Svenska
தமிழ்
తెలుగు
ไทย
Tagalog
Українська
اردو
Tiếng việt
中文