ARTIRDI in English translation

increased
bir artış
artırın
zam
artan
artırır
artar
bir artışla
arttırın
artır
arttır
raised
zam
büyütmek
toplamak
kaldır
kaldırın
yükselt
yetiştirmek
yükseltin
büyüteceğim
arttır
boosted
destek
takviye
artırması
artmasına
arttır
güçlendirip
yükseltme
hızlandır
enhanced
geliştirmek
artırmak
arttıran
arttır
güçlendir
artıracak
artırıyor
improved
iyi
geliştirmek
geliştirebilir
artırma
gelişir
düzelir
daha
düzeltecek
increases
bir artış
artırın
zam
artan
artırır
artar
bir artışla
arttırın
artır
arttır
raises
zam
büyütmek
toplamak
kaldır
kaldırın
yükselt
yetiştirmek
yükseltin
büyüteceğim
arttır
increasing
bir artış
artırın
zam
artan
artırır
artar
bir artışla
arttırın
artır
arttır
boosts
destek
takviye
artırması
artmasına
arttır
güçlendirip
yükseltme
hızlandır
added
eklemek
ekler
kat
ilave
katarım
had heightened
upped their

Examples of using Artırdı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Verimliliği artırmasına rağmen harcamalarını artırdı, bu da popülaritesini olumsuz yönde etkiledi.
Although he increased productivity, he increased expenditures, which also negatively affected his popularity.
Ressam Deniz Kenarında Keşiş ile başarısını artırdı ve daha fazla ilgi çekmeye başladı.
The Monk by the Sea furthered his success and drew much attention.
Bu, olasılığı artırdı ama sadece% 42ye çıkardı.
This has improved the odds, but only to 42.
Tansiyonunu artırdı. Bu biraz.
That got your… blood pressure up.
Fakat benim çağırmam, sadece benden uzaklıklarını artırdı.
But the more I called, they only ran the farther away.
Popülerliği Japonyadaki rekabetçi karuta profilini artırdı.
Its popularity has boosted the profile of competitive karuta in Japan.
Dushane fiyatı artırdı.
Dushane put the price up.
Beni her görüşünde, 10 milyon artırdı.
He increased 10 million in our every meeting.
Memnuniyetle. lsıyı kim artırdı?
With pleasure. Who turned up the heat?
Bu biraz… tansiyonunu artırdı.
That got your… blood pressure up.
Fakat benim çağırmam, onların sadece kaçmalarını artırdı.
My calling them increased their fleeing away.”.
şafakta dağların manzarası umutlarını artırdı.
the sight of the mountains at dawn got his hopes up.
Gelişiniz ne yazık ki şüphelerini artırdı.
Unfortunately, your arrival has amplified their suspicions.
Dodik, Türkiyenin rolüne karşı söylemini artırdı.
Dodik ramps up rhetoric against Turkey's role.
Bu onların sadece iman ve teslimiyetlerini artırdı.
And it only added to their faith and their zeal in obedience.
Bir hafta sonra BrownBarrows tekliflerini 1milyon artırdı.
One week later, Brown Barrows upped their offer by $1 millions.
Fakat benim çağırmam, onların sadece kaçmalarını artırdı.
But the more I called, they only ran the farther away.
İyi haber Zagrebde iyimserliği artırdı.
The good news has boosted optimism in Zagreb.
Her iki tarafdaki kızışan hitabet savaş riskini artırdı.
Heated rhetoric on both sides has raised the risk of war.
Fakat benim çağırmam, sadece benden uzaklıklarını artırdı.
But the more I called, the farther they fled.
Results: 253, Time: 0.0469

Top dictionary queries

Turkish - English