Examples of using Ayak bilekleri in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
kaburga, ayak bilekleri ve kollarda yoğunlaşmış.
şişmiş ayak bilekleri. Nefes darlığı,
Yüzünde kurdeşen benzeri kızarıklıklar vardı, ayak bilekleri şişmişti.
Kesin ayak bileğinde zincir de vardır.
Ayak bileğinde kelebek dövmesi var mıydı?
Ayak bileğini kıracak, Daniel.
Ayak bileğini değil, Bonnie, ayakkabıyı.
Ayak bileğim nanemolla, ve ne olduğu meçhul bir benim var.
Ayak bileğin iyi görünmüyor.
Ayak bileğinde mavi bir dövmesi var.
Bir kadının ayak bileğini gördüğüm zaman, onu kelepçeyle hissederim.
Ayak bileğini yakaladı.
Vera, ayak bileğine bir koaptör( cebire) tak.
Ayak bileğin nasıl?
Billy Turnerın ayak bileğini okul bayrak direğine bağladığım için üzgünüm.
Ayak bileğine gerçekten basmaman gerek evlat.
Aslında, kurbanın ayak bileğindeki yaralanma için harika bir uyuşma.
Onun ayak bileğindeki bilezik.
Bu ay ayak bileğin seni ikinci kez yarı yolda bırakıyor.