BÜYÜK BIR ÖDÜLÜ in English translation

great reward
büyük bir mükafat
büyük bir ödül
büyük bir ecir
büyük ecir verecektir
muhteşem bir ödülü
büyük ecir vardır
katımızdan büyük bir mükafatla mükafatlandırırdık
a major award
büyük bir ödülü
big reward
büyük bir ödül
büyük mükâfat
büyük bir ödül vaat ettiğine eminim yerimi söylemene karşılık
the ultimate prize
büyük ödül
nihai ödül

Examples of using Büyük bir ödülü in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
İşin içinde büyük bir ödül var?
There's a big reward, you know?
Benim başıma, büyük bir ödül de var.
There's a big reward on my head.
Başında da büyük bir ödül var.
There's a big reward on her head too.
Ayrıca, büyük bir ödül alacaksın.
Besides, you're gonna get a big reward.
Buna devam edersen sana büyük bir ödül olabilir.
If you keep this up… there may be a big reward for you.
O parayı kime teslim edersen et, mutlaka büyük bir ödül alırsın.
Whoever you turn that money into is sure gonna give you a big reward.
Afiş bastırıp büyükte bir ödül koydu,… yine de bulamadı.
She put up missing posters and offered a big reward but she couldn't find it.
Şimdi daha büyük bir ödül isteyebiliriz.
Now we can command a bigger bounty.
Kitabı için büyük bir ödül kazandı!
He won a big prize for his book!
Bana büyük bir ödül getirecek buraya.
It will fetch me a great premium… Here.
Büyük bir ödül.
Big bounty on offer.
O takdirde kendilerine katımızdan büyük bir ödül elbette verirdik.
And then We should bestow upon them from Our presence an immense reward.
Hem de büyük bir ödül.
A really big prize.
Daha büyük bir ödül alabiliriz.
We could split a bigger prize.
Bu büyük bir ödül.
It's a great gift.
O takdirde kendilerine katımızdan büyük bir ödül elbette verirdik.
And then We would surely have given them from Our Own, a great wage.
Büyük bir ödül kazanın.
Win yourself a big prize.
Bu büyük bir ödül. Tadını çıkar.
It's a great gift. Enjoy that.
Bundan daha büyük bir ödül yok, öyle mi?
Well, there is no greater reward than that, is there?
Bana büyük bir ödül getirecek… buraya.
Here. it will fetch me a great premium.
Results: 45, Time: 0.0329

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English