BÜYÜK BIR BÖLÜMÜNÜN in English translation

big part
büyük bir parçası
büyük bir kısmı
büyük bir bölümünün
büyük rol
önemli bir rol
büyük bir bölümü
önemli bir kısmı
büyük katkın
önemli bir parçası
of large part
a major part
büyük bir kısmını
büyük rol
önemli bir parçası
büyük bir bölümünün
önemli bir rol
büyük bir bölümü
büyük bir parçası
the majority of
çoğu
çoğunluğu
büyük bir kısmı
büyük bölümünü

Examples of using Büyük bir bölümünün in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bu iki adam, dünyanın büyük bir bölümünü mahveder.
These two mates ruin a lot of the world.
Büyük bir bölümünde vardım.
I had quite a large part. It was.
Görsel tanıma beyinin ön akımının* büyük bir bölümüne yayılır.
Visual recognition involves a large part of the ventral stream of the brain.
antik tarihin büyük bir bölümünü askerî tarih oluşturmaktadır.
military history comprises a large part of ancient history.
Görsel tanıma… beyinin ön akımının* büyük bir bölümüne yayılır.
Of the brain. involves a large part of the ventral stream- Well, visual recognition.
Hasat sezonunda çiftçiler günlerinin büyük bir bölümünü meyveleri elle toplayarak geçirirler.
At harvest time, farmers spend most of the day picking cherries by hand.
Hayatımın büyük bir bölümünde kendimi böyle hissettim.
I have felt that way most of my life.
Adamımı ve yakıtımın büyük bir bölümünü kaybettim.
Lost 122 men and most of my fuel.
Paranın büyük bir bölümünü geri almak için bir numara buldum, fakat.
I had a trick to get back most of the sum, but.
Hayatımın büyük bir bölümünü insanların izini arayarak harcadım.
I have spent most of my adult life tracking down people.
Realar zamanlarının büyük bir bölümünü orman yüzeyinde yiyecek aramakla geçirir.
Cassowaries spend most of their time searching for food on the forest floor.
Savaşın büyük bir bölümünü masa başında geçirmiş. Harika.
That's just perfect. Spent most of the war riding a desk.
Savaşın büyük bir bölümünü masa başında geçirmiş. Harika.
Spent most of the war riding a desk. That's just perfect.
Hayatımın büyük bir bölümünü insanların izini sürerek geçirdim.
I have spent most of my adult life tracking down people.
Hayatımın büyük bir bölümünde diplomat olarak çalıştım.
I have worked most of my adult life as a diplomat.
Zamanımızın büyük bir bölümünü harcadığımız yeri düşünün.
Think of the space that we spend most of our time.
Sorunların büyük bir bölümünün kültürel olduğu bir olayın, diplomatik safhasına giriş yapıyoruz.
We're entering a stage of diplomacy where most of the problems will be cultural.
Koryum radyasyonu sızarsa Doğru Avrupanın büyük bir bölümünün toprak ve su rezervi kullanılamaz hale gelecek.
If the corium's radiation escapes, the majority of Eastern Europe's soil and water supply will be unusable.
En dominant erkek, gelecek neslin büyük bir bölümünün babası olur
The most dominant male is likely to be the one to father most of the next generation,
dolayısıyla Dumanın büyük bir bölümünün üzerinde kontrol sahibi olmuştu.
the town of Zabadani, and consequently gained control over large portions of Douma.
Results: 1235, Time: 0.0448

Büyük bir bölümünün in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English