BAŞA ÇIKABILIRSIN in English translation

you can handle
halledebilirsin
idare edebilirsin
halledebileceğini
başa çıkabileceğini
üstesinden gelebilirsin
sen halledebilirsin
halledebilir misin
halledebileceğini mi
işi halledebilirsin
you can deal
başa çıkabilirsiniz
uğraşabilirsiniz
bir anlaşma yaparsın
üstesinden gelebilirsin
you can manage
idare edebilirsin
yönetebilirsin
başa çıkabilirsin
kontrol edebilir

Examples of using Başa çıkabilirsin in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Başa çıkabilirsin.- Kesinlikle etmez.
You can handle it.- Not at all.
Ve başa çıkabilirsin.
And you can cope.
Sen dördümüzle de başa çıkabilirsin, hadi.
You can handle the four of us. Come on.
Zirveyle sen başa çıkabilirsin, değil mi?
You can handle the summit, right?
sen güçlüsün. Başa çıkabilirsin.
you're tough; you can handle it.
Haftada bir geceyle başa çıkabilirsin bence.
It's one night a week. I think you can handle it.
FEMA, vatandaş ve hükümet kurallarıyla sen başa çıkabilirsin.
You can deal with the FEMA folks and the red tape.
Belki sen bir başka gerginlikle daha kolayca başa çıkabilirsin.
Maybe you can handle another stretch.
Tabii, sen de başa çıkabilirsin Ray.
I mean, you can handle her too, Ray.
Sen güçlüsün ve başa çıkabilirsin.
And you can cope.
Bunu yapabilirsin. Bununla başa çıkabilirsin.
You can handle it.
Ama sen hapishane hayatıyla başa çıkabilirsin.
You can handle prison.
Olanlara ben de sizin kadar üzüldüm Leon. Ama bununla başa çıkabilirsin.
I'm as unhappy about what's happened as you are, but you can manage this.
Evet, ibare virüsünden kurtuldun. Muhtemelen biraz pembe gözle başa çıkabilirsin.
Yes, and you survived the Ibare virus, which means you can probably handle a little bit of pink eye.
Elbette başa çıkabilirsin.
Sure you can.
Onunla başa çıkabilirsin.
Bununla başa çıkabilirsin.
Umarım bununla başa çıkabilirsin.
I hope you will be able to cope with it.
Bununla başa çıkabilirsin Mia.
You will deal with it, Mia.
O espresoyla başa çıkabilirsin.
You can kick that espresso's ass.
Results: 131, Time: 0.0303

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English