BAŞKA BIRŞEY in English translation

something else
başka bir şey
başka birşey
bir şey daha var
birşey daha
nothing but
başka bir şey
başka birşey
dışında hiçbir şey
yalnızca
hiçbir şey ama
ibaret
hariç hiçbir şey
dışında birşey
yok ama
dışında hiçbirşey
nothing more
başka bir şey
fazlası
daha fazlası değil
daha fazla bir şey
başka birşey
ötesi yok
ibaret
dahası yok
başka şeyim yok
anything but
başka bir şey
dışında bir şey
hariç her şey
dışında her şeyi
dışında her şey
başka birşey
başka her şey
hariç her şeyi
başka bir şeye
dışında birşey
anything other
başka bir şey
dışında bir şey
başka birşey
başka bir şeye
dışında hiçbir şeye
dışında bişey yok
haricinde bir şey
şey olsun tabi emredin komutanım dışında
dışında söyleyeceğin son şey olsun
is another thing
for anything except
başka birşey
there's nothing
hiçbir şey
something different
farklı bir şey
farklı birşey
başka bir şey
değişik bir şey
farklı bir şeye
bambaşka bir şey
değişik birşey
farklı bir

Examples of using Başka birşey in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Toby ile ilgilenmekten başka birşey yapmıyor.
She doesn't have time for anything except Toby.
Bizim açımızdan, Büyük Britanya Çinle iyi ilişkilerin… devamından başka birşey istemiyor.
For our part, Great Britain wants nothing more than continued friendship with China.
Evde donmuş pizzadan başka birşey kalmadı.
There's nothing left here but frozen pizza.
Ve bu başka birşey.
And that's another thing.
Başka birşey yaparım.
I will work up something different.
Buzlukta fotoğrafçılık kimyasallarından başka birşey var mı? Mm-hm?
Mm-hmm. Do you have anything other than photo chemicals in the icebox?
Jack uzaylı dilinden başka birşey konuşma yetisini kaybetti.
Jack's lost the ability to speak anything but the alien language.
Bu başka birşey.
Neden? Başka birşey mi biliyorsun?
Why? Do you know something different?
Çikolatalı sütten başka birşey var mı?
Got anything other than chocolate milk?
Şu an bunun kaderden başka birşey olmadığını düşünüyorum.
I can't sit here now and think it was anything but fate.
Söyle.- Hayır. Kuryeydim. Başka birşey değil.
I was a courier, nothing more. Tell me.
Bu başka birşey. O öldü.
This is another thing. He's dead.
Yok bir şey. Bisküvilerden başka birşey yediğini hiç görmemiştim.
Nothing, it's just that I have never seen you eat anything other than doughnut biscuits.
Saatlik bir vardiyadan sonra, mektup yazmaktan başka birşey yapacak halim yok.
After a 12-hour shift I'm too tired to do anything but write letters.
Bundan şüpheliyim. Bir hayduttan başka birşey değilsin.
I doubt that, you're nothing more than a brigand.
O öldü. Bu başka birşey.
This is another thing. He's dead.
Maalesef sana sözümden başka birşey veremiyorum.
Unfortunately, I can't offer you anything but my word.
Kimse tarafından doğma büyüme heterodan başka birşey olarak görülmeyeceğim!
I will not be perceived by anybody as anything other than a dyed-in-the-wool hetero!
Hükümetler ipler ve kuklalardan başka birşey değildir.
Governments are nothing more than puppets and strings.
Results: 1436, Time: 0.0794

Başka birşey in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English