Examples of using Başka in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Başka bir gün ölmek için yaşıyorsun… Yüzbaşı.
Başka bir gün ölmek için yaşıyorsun.
Başka bir şey söyleme.- Çıkarın onu.
Başka bir uygulama indirsek?
Bu yüzden kendine başka bir kasaba bul.
Ah, dostum, belkide sen başka bir boyuta gittin.
beni başka birisi için terk ederdi.
Yani ilgi gruplarını bırakıp kurbanları başka yerlerden bulmaya başladı.
Sürekli başka bir göreve, başka bir savaşa koşuyorsun.
Canın cehenneme demenin başka bir yolu.
Belki bu tanıklık karşılığında hükümetin size başka neler verdiğini jüriye açıklarsınız.
Sylvie Athosa onu başka yere götürdüğümüzü söylemeliyim.
Eğer başka bir iş olursa, müsaidim.
Başka bir hayatta olsak kesin birlikte nargile içerdik.
Çok güzel biri ya da başka bir şey olmama gerek yok.
O zaman başka bir bas gitarcı bulmak zorundasınız.
Eğer başka bir dünya savaşı olursa medeniyet mahvolabilir.
Travisten başka Kıyamet Günü Katili yokmuş ve ben korkunç bir hata yapmışım.
Bu olay hakkında başka ne diyebilir ki?
Değiştiririm ama, başka gelecek o da sizi daha berbat edecektir.