BAŞLAMAK ÜZEREDIR in English translation

to begin
başlamak
başlayacağımı
başlangıçta
başından beri
başta
baştan beri
to start
başlamak
başlayacağımı
kurmak
başlangıç için
to commence
başlamak
başlayacak
başlanması

Examples of using Başlamak üzeredir in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Riggs budur. utanç verici şeyler sadece başlamak üzeredir.
The embarrassing stuff's just about to start. That's Riggs.
Utanç verici şeyler sadece başlamak üzeredir.
The embarrassing stuff's just about to start.
Aslında tam şu an başlamak üzeredir.
In fact, it starts about now.
güneş tutulması başlamak üzeredir.
the solar eclipse is about to begin.
Britanya Savaşı ise başlamak üzeredir.
The Battle of Britain is about to begin.
Hani şu rüya vardır ya, toplantı başlamak üzeredir ve kendine bakarsın ve don gömlek kaldığını fark edersin ya.
You know that dream where a meeting's about to start, and you look down and you realize suddenly you have been stripped down to your unmentionables? And you're.
Havuç çubukları duruyor ve bence Cowboys/Patriots maçı başlamak üzeredir.
Croo-dit… carrot sticks on the coffee table, and I believe the cowboys/patriots game is about to start.
Erik liseden mezun olmuştur, kız arkadaşını kız arkadaşının eski erkek arkadaşına kaptırmıştır ve koleje başlamak üzeredir.
Erik has now graduated high school, has lost his girlfriend to her previous boyfriend, and is about to start college.
Londra Senfoni orkestrasıyla Beyler bayanlar… gecenin ana konseri başlamak üzeredir.
Ladies and gentlemen, the main concert of the evening with the London Symphony Orchestra is about to begin.
Erik liseden mezun olmuştur, kız arkadaşını kız arkadaşının eski erkek arkadaşına kaptırmıştır ve koleje başlamak üzeredir.
Erik has now graduated high school, has lost his girlfriend to her previous boyfriend, and is starting college.
asıl test başlamak üzeredir.
his real test is about to begin.
Yeni bi işe başlamak üzereyim, masa başı.
I'm about to start a new job, a desk job.
Safha Bire başlamak üzereydi.
He was about to start a Phase One.
İnceleme uzmanları başlamak üzereydi ama Borch gelip bir şeyler yaptı.
The technicians were about to begin, but then Borch came to do something.
Tarlayı ekmeye başlamak üzereydik. Yılın en yoğun zamanı.
We're about to start planting, so it's the busiest time of the year.
Harekat başlamak üzereydi.
The operation was about to begin.
Kostümlü provaya başlamak üzereydik anne.
Mom, I'm about to start a dress rehearsal.
Yaz başlamak üzereydi, fakat hala üşüyordu insanlar.
Summer was about to begin, yet it seemed as if it were cold.
O başlamak üzereydi.
He was about to start.
Dünya yeniden başlamak üzere ve üstüne düşeni yapmalısın.
The world is about to begin again and you need to do your part.
Results: 44, Time: 0.0491

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English