BAKMAK ISTERSEN in English translation

• if you want to look
• if you wanna look

Examples of using Bakmak istersen in Turkish and their translations into English

Nasıl bakmak istersen öyle bak Ari.
However you wanna look at it, Ari.

Bakmak istersen, arabanın tavanında bir kurşun deliği göreceksin.
Check if you like. There's a bullet hole in the car roof.

Veya Boston kolejlerine bakmak istersen Bir gecede kalabilirsin.
Or if you want to look at colleges in Boston, you could stay overnight.

Bakmak istersen davetiye tezgahın üzerinde.
The invitation's on the counter if you want to take a look.

Ben bunları eleyeceğim, Sen de bakmak istersen.
So I will keep sifting through, if you want to take a look at them.

Christian, eşyalarım burada eğer bakmak istersen.
Christian, my things are here, if you want to take a look.

Hey, bakmak istersen.
Hey, you wanna take a look.

Olaya nasıl bakmak istersen.
However you want to look at it.

Dün akşam Fransızca projemi bitirdim. Eğer bakmak istersen.
I finished my French project last night if you wanted to take a look at it.

Eğer diğer yerlere de bakmak istersen.
If you wanna take a look at the location.

İnternet sayfasında fotoğraflar var, bakmak istersen.
There are pictures on the Web site, if you wanna take a look.

Eğer onlara bakmak istersen.
If you want to look at them.

Dosyanın geri kalanı burada, eğer bakmak istersen.
Here's the rest of the file, if you want to take a look.

Albümler ofiste. Başka fotoğraflara da bakmak istersen.
Hey, if you want to look at more photographs, the albums are in the office.

İşte başvuru mektubum eğer bakmak istersen. Tamam.
Here's my application letter if you wanna take a look at it.- Okay.

İşte başvuru mektubum eğer bakmak istersen. Tamam.
Here's my application letter- Okay. if you wanna take a look at it.

Nereye girmek, neye bakmak istersen.
Wherever you want to go, whatever you want to look at.

Olağan aşırı doz gidip bakmak istersen buyur.
It's a routine O.D. You wanna check it out, go ahead.

Bakmak istersen, burada kimin konuştuğuna dair bir uydu beslememiz vardı.
We got a satellite feed here of who he's talking to, if you want to look.

Jesseye bir kaç saat bakmak istersen fazla değil ama biraz para verebilirim.
If you want to baby-sit Jesse for a few hours, I couldn't pay a whole lot, but I could give you a little bit.