Examples of using Bakmak zorunda in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Buna bakmak zorunda kaldım.
Eğer anneleri kör olmasaydı… Kızlarıma ben bakmak zorunda kaldım.
Ben anneme bakmak zorunda kalarak büyüdüm.
Bana bakmak zorunda kalınca burada mı kaldın?
Birçok çocuk kendilerine bakmak zorunda kaldı.
Sen ve Richard gibi insanlar için sürekli arkanıza bakmak zorunda olmayacağınız yer cennettir.
Tom, o çalışırken Marynin oğluna bakmak zorunda kaldı.
Hastalanınca ben de anneme bakmak zorunda kalmıştım.
Mary gelemez. O kızına bakmak zorunda.
Kardeşim bütün aileme ve atalarıma bakmak zorunda.
Uzaktan bakmak zorunda kaldım.
Çocuklara bakmak zorunda kaldım.
Sana bakmak zorunda kaldı. Çünkü ben bakamıyordum.
Ryana bakmak zorunda kaldım.
Ona bakmak zorunda olduğunuz için mi hiç evlenmediniz?
Yarın bakmak zorunda kalacağım.
Bakmak zorunda kalacağım.
Bakmak zorunda kaldım.
Umarım bu Porthosa bakmak zorunda kaldığın son seferdir.
Ona bakmak zorunda olduğumu biliyorum.