Examples of using Yapmak zorunda in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
New Yorkta sayı yaparsan, Levison seni başkan yardımcısı yapmak zorunda.
Geçen sene okul için Roscoe ile aile ağacı yapmak zorunda kaldık.
Umarım bunu yeniden yapmak zorunda kalmazsın.
Ama bir gün, bu seçimi yapmak zorunda kalabilirim.
O zaman Dobby bunu yapmak zorunda, efendim.
Bunu tekrar yapmak zorunda bıraktığın için sana kızgınım.
Hükümet hazırlıklar yapmak zorunda.
Astroit yağmurunda gemim hasar aldı… ve iniş yapmak zorunda kaldım.
Hey. Sürpriz. Rockefeller işleri kendi yapmak zorunda kaldı mı?
Umarım mutlu olmak için inanılmaz şeyler yapmak zorunda olmadığını anlarsın.
Biz hiçbir şey yapmak zorunda değilsin.
Karakter adamı dört şey yapmak zorunda.
Bu örgütü birinin tehdit edeceğini, ve senin seçim yapmak zorunda kalacağını söylemişti.
Bunu tekrar yapmak zorunda bıraktığın için sana kızgınım.
Seni oradan çıkarmadan önce Rodney birkaç ayar yapmak zorunda.
Benim öldüğümü ve senin de bunu yapmak zorunda olduğunu.
Umarım, yeniden çekim falan yapmak zorunda kalmazsın.
Hayır, bunu yapmak zorunda değilsin.
O Ying… Karakter adamı dört şey yapmak zorunda.
Artık benim iyiliğim için… böyle şeyler yapmak zorunda değilsin.