ZOR in English translation

hard
zor
sert
sıkı
ağır
sabit
sağlam
somut
katı
difficult
zor
güç
tough
zor
sert
güçlü
çetin
sağlam
sıkı
dayanıklı
haşin
küs
rough
zor
sert
kaba
kötü
dalgalı
kabaca
çetin
hoyrat
ham
kabataslak
hardly
pek
zor
neredeyse
bile
hiç
zar zor
çok az
zorlukla
sayılmaz
güçlükle
have
var
sahip
hiç
daha
beri
zaten
yok
üzerinde
ilgili
zaman
barely
zar zor
bile
neredeyse
çok az
ancak
pek
zorlukla
hiç
güçlükle
yeni
tricky
zor
kurnaz
karmaşık
karışık
düzenbaz
hileli
alengirli
aldatıcı
üçkağıtçı
ustalık
challenging
mücadele
meydan
düello
itiraz
rekabet
meydan okuyorum
zorluk
görevi
yarışması
müsabaka
complicated
karmaşıklaştırıyorsun
zorlaştırdığını
karışık
karıştırmış

Examples of using Zor in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bu kasaba zor zamanlardan geçiyor.
THIS TOWN'S FALLEN ON SOME HARD TIMES.
Biliyorsunuz, tüm bu zor işin sonucu.
AND YOU KNOW, IT WAS THE CULMINATION OF ALL THE HARD WORK.
Bir seferlik de olsa normal olman çok mu zor?
IS IT REALLY THAT HARD FOR YOU TO BE NORMAL JUST ONE TIME?
Çünkü ellerimde bu kelepçeler varken Konuya odaklanmak epey zor oluyor.
BECAUSE I HAVE A HARD TIME FOCUSING WHEN I'M IN HANDCUFFS.
Deliverancetan olmadığın için bunu anlamanın zor olduğunu biliyorum.
I KNOW THIS IS HARD FOR YOU TO UNDERSTAND, NOT BEING FROM DELIVERANCE.
Kaymak bu kadar mı zor?
IT'S NOT THAT HARD.-THERE'S NO WHERE TO MOVE,?
Selam ufaklık. Baban zor bir gün geçirdi evlat.
Daddy's had a little bit of a day.- Hey, buddy.
Onda zor öğrenme ve… dürtü kontrol sorunları olduğunu hatırlarsın. Evet.
Yes. and impulse control issues. You remember, he had dyslexia.
Bazı günler daha zor oluyor ama iyi hissediyorum.
Some days are tougher than others, but I feel good.
Bu tarz zor kazanılan bir maçı City evvelki sene de yaşamıştı.
This is the type of game City had trouble winning a year ago.
Okuması en zor olan Fitzhughun kurbanlarından olan Nadia Swaininkiydi.
The toughest one to read was one of Fitzhugh's victims, Nadia Swain.
Bunun senin için zor olacağını düşünmemiştim Marcel.
I-I didn't think this would be such a challenge for you, Marcel.
Bunun senin için zor olacağını düşünmemiştim Marcel.
Such a challenge for you, Marcel. I-I didn't think this would be.
Zor diyorum -Zor yani -Ne?
What? A challenge. I say she's a challenge?.
Bay Donatinin düşündüğünden çok daha zor, değil mi?
He's a lot tougher than Mr. Donati thought, huh?
Ama öyle olursanız… sizi yıkmak çok daha zor olacak.
You will be that much tougher to knock down. But if you are.
Kes sesini dostum, daha önce bundan daha zor durumlara düşmüştük.
Man, shut up. We have been in tougher scrapes than this before.
Selam ufaklık. Baban biraz zor bir gün geçirdi.
Daddy's had a little bit of a day. Hey, buddy.
Tanrılar… Bu iş düşündüğümden daha zor olacak.
This is gonna to be tougher than I thought. Gods. Oh.
Bu zorluğu göğüslüyorum. Bu çok zor bir şey.
That's the challenge I take. That's a challenge.
Results: 60817, Time: 0.0432

Top dictionary queries

Turkish - English