Examples of using Olmak zorunda in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu, bugün olmak zorunda.- Evet.- Pekala.
Mutlaka bir sebebi olmak zorunda.
O tam anlamıyla bir manyak olmak zorunda kaldı.
Bizi sabaha kadar ayakta tutacak bir gece aktivitesi olmak zorunda.
Pompey savaşmak veya teslim olmak zorunda kalacak.
V8 olmak zorunda. Bence bir Mercedesle gelecek.
Orada olmak zorunda değilim.
Burada mı olmak zorunda?
Başka bir yol olmak zorunda.
O, onlardan biri olmak zorunda.
Ganimetten pay almak istiyorsa kurt sabırlı olmak zorunda.
Herkes bir yerlerde olmak zorunda değil mi Mac?
O olmak zorunda. Belinda Brown.
Diğer endişelerime ek olarak, bu olmak zorunda.
Tüm kızlar davetlidir, erkekler ise VIP listemde olmak zorunda.
Bunun mantıklı bir açıklaması olmak zorunda.
O tam anlamiyla bir manyak olmak zorunda kaldi.
Yıldızı kaplayacak kadar Fon, 8cmye 8cmlik bir büyük olmak zorunda.
Üzücü şeyler olmak zorunda.
Bu olmak zorunda.