BAKMAYA in English translation

looking
göz
bakmak
bakış
görünmek
bakın
dinle
bakin
to see
görmek
görüşmek
izlemeye
bakmaya
görebilmek için
görünce
görecek kadar
to check
kontrol etmek
bakmak
kontrol edin
incelemek
to take care
ilgilenmek
bakmak
bakacak
göz kulak
halletmek
bakabilmek için
ilgilenecek
icabına
staring at
bakmak
bakıyor
bakarken
bakıp
dik dik bakmasından
lookin
görünüyorsun
bakıyor
aramak
bakmak
to gaze
bakmaya
göz dikmemiz
look
göz
bakmak
bakış
görünmek
bakın
dinle
bakin

Examples of using Bakmaya in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Her şey açıldıktan sonra etrafa bakmaya hazırız.
Once everything's deployed, we're ready to start lookin' around.
Ohhh bu küçük civcivi asla bulamayacağız bakmaya devam etmeliyiz.
Ohhh, we will never find That little chick. we just gotta keep lookin.
Bir gün uyanmış ve vantilatöre bakmaya başlamış.
One day he woke up and started staring at the ceiling fan.
bu yüzden etrafa bakmaya başladım.
so I started lookin' around.
Karanlıkta oturup düşmanlarının resimlerine bakmaya saplantı derler.
Could be considered obsessive. Sitting in the dark, staring at photos of your enemies.
Daha erken yeni bir yolculuk için bakmaya başlayabilirsiniz.
Cause the sooner I get'em, the sooner you can start lookin' for a new ride.
Daha erken yeni bir yolculuk için bakmaya başlayabilirsiniz.
The sooner you can start lookin' for a new ride. Cause the sooner I get'em.
Bir yer biliyorum. Bakmaya geleceklerdir.
They're gonna come lookin'. I know a place.
Ve bilmiyorum. Ama bakmaya devam etmelisin.
I dunno. But you need to keep lookin.
Ona bakmaya bayılırdım.
I loved taking care of him.
Artık bakmaya hazır mısın?
Are you ready to take a look now?
Bayan Weaver, gelip bakmaya karar vermenize çok sevindim.
Mrs. Weaver, so glad you decided to come take a look.
Bugün sana bakmaya oraya gittim.
I went over there today looking for you.
Sadece bakmaya ne kadar zaman harcadın? Tüm inancınla?
How much time have you spent just looking at it, all on faith?
Komşu bakmaya çalışıyor.
Neighbor trying to take a look.
Seni eski kitaplara bakmaya götürdü mü?
Did she take you to stare at the old books?
Asla yerlere bakmaya gönüllü olmazsın sana teklif etmem gerekir.
You would never volunteer to take the floor, I would have to suggest it.
Bakmaya devam et göreceksin.
Keep watching and you will see.
Bence gözcü olmak bakmaya devam etmek demektir.
I think being lookout means you keep looking out.
Sen etrafa bakmaya başlasan nasıl olur?
How about you, uh, start to take a look around?
Results: 3643, Time: 0.0544

Top dictionary queries

Turkish - English