Examples of using Barıştım in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Krillerle ile barışmak demek… Sophienin anısına ihanet etmek demektir.
Krillerle ile barışmak demek… Sophienin anısına ihanet etmek demektir.
İnsanlık haysiyeti artı şefkatin barışa eşit olduğu bir dünya.
Buraya barışmak için geldim.
Marcus, barışmak istediğini söyledin ben de barışmaya… çalıştım.
Savaş barıştır. Özgürlük köleliktir.
Savaş barıştır! Özgürlük köleliktir!
Kardeşimle barışmak… veya geri dönüp devrim yapmak.
Kardeşimle barışmak… veya geri dönüp devrim yapmak.
Ülkemiz sonunda barışa kavuşacak!
Zamanımızda barışa yer yok.
İnanıyorum ki insanlığın barışa yönelik arzusu yakında dünyamızı bir bütün haline getirecektir.
Andy ile barıştım.
Ama bununla barıştım.
Pes etmedim. Sadece sınırlamalarımla barıştım.
Pes etmedim. Sadece sınırlamalarımla barıştım.
Sadece sınırlamalarımla barıştım. Pes etmedim.
Ağır ağır barıştım kendimle.
Onlarla daha yeni görüştüm ve barıştım.
Ben… Ben kararımla barıştım. Ne yaptığımla.