Examples of using Bekleme odasındaki in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Gidip karısını bilgilendireyim. Ne zamandan beri işini yapmaktansa bekleme odasındaki eşleri bilgilendirmeye bu kadar meraklısın?
O bekleme odasındaki sevimli genç kızlarda olmayan ama bende olan bir şey var.
Hoş olmaz mıydı, doktorun bekleme odasındaki mavi saçlı kadın dergilerin bulunduğu masaya doğru uzandığında birazcık osursa, ve şiddetle kızarsa.
Atina ve Zagrepin başta Hırvatistanın ABnin bekleme odasındaki önemli varlığı ışığında ikili siyasi ve ticari ilişkileri ilerletme çabalarının hızlandığı bir dönemde gerçekleşti.
Neden klinik bekleme odasındaki bir fahişeden daha fazla korunmaya ihtiyacı var ki?
Neden klinik bekleme odasındaki bir fahişeden… daha fazla korunmaya ihtiyacı var ki?
Babanızın yanıklarını göstermek için gittiğimiz hastanenin… bekleme odasındaki her bir detayı en ince ayrıntısına kadar… hatırladığımı bilirsiniz?
Ve sokacakları şeyler benim beynime girecek ve bekleme odasındaki o korkmuş çocuklar benim k endi k endime büyüttüğüm çocuklarım ki bu bütün hayatım boyuncaydı, yani bana'' biz'' deme.
Bekleme odasından başka hiçbir yere gidemezsiniz.
Seni dişçideki bekleme odasından tanıyorum.
Ayrıca bekleme odasının büyük açılışını kaçırmak istemezsin.
Tek ihtiyacımız bekleme odasını bulmak.
Bekleme odasını görmeliydin.
Size bekleme odasını göstereyim.
Yanlışlıkla bekleme odasına girmiştim ve ağladığını gördüm.
Bekleme odasından bir kutu mentollü şeker yürüttüm.
Size Leydilerin bekleme odasına kadar yolu göstereyim bayan.
Bekleme odasını süpürmesi için temizlikçi kadın tutuyor.
Bekleme odasını değiştiririz o zaman.
Bekleme odasını geçince solda.