BENZER BIR ŞEY in English translation

something like
gibi bir şey
gibi bir şeydi
gibi birşey
falan
benzer şeyler
anything like
gibi bir şey
benzer bir şey
gibi bir şeyi
gibi birşey
benzeri şeyleri
something similar
benzer bir şey
benzer bir şeyi
benzer birşeyler
benzeri bir şey
aynı şey
buna benzer şeyler
aynı şeyi
nothing like
gibisi yok
gibi bir şey
hiç benzemiyor
gibi değil
gibi birşey
benzer hiçbir şey yok
hiçbir benzer
yok hayır sen onun gibisin
şeyin aksine kadın hapishaneleri eski cine 5 filmleri gibi
bir şeye benzemiyor
something resembling
something that looks like
something akin
benzer bir şey
şeye benziyor
akın bir şey
such thing
diye bir şey
böyle bir şey
diye birşey
böyle bir şeyi
böyle birşey
bu tür şeyler
öyle bir sey
boyle bir sey
sort of thing
tür şeyler
tarz şeyler
tip şeyler
tür işler
tür bir şeyi
çeşit şeyler
tarz bir şeyi
gibi bir şey
tür birşey
something that looked like

Examples of using Benzer bir şey in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ya da sevgiye benzer bir şey.
Or something resembling love.
Peynir çiftliğinin yakınlarında bir it dalaşı… Belki metafora benzer bir şey yoktur.
Dog fight near a cheese farm… Maybe there's no such thing as metaphors.
Beyaz çizgileri olsa da siyah, porsuğa benzer bir şey.
Something akin to a badger, black, though streaked with white.
Koç biliyorsun ben top ya da ona benzer bir şey oynamıyorum.
Coach, uh… you know I don't play ball or nothing like that no more.
Peynir çiftliğinin yakınlarında bir it dalaşı… Belki metafora benzer bir şey yoktur.
Maybe there's no such thing as metaphors. Dog fight near a cheese farm.
Pekala. Elinde kağıt veya ona benzer bir şey var mı?
Okay. You got any papers or anything like that?
Irakta bambumuz yok… ama benzer bir şey vardı.
Although we do have something similar. We do not have bamboo in Iraq.
Sahte bir bomba. Bombaya benzer bir şey işte.
Something that looks like a bomb. A fake one.
Bebek… Bir şeye benzer bir şey çiz.
Draw something resembling anything!- Baby.
Gemiye benzer bir şey görmüşsün.
You saw something that looked like a ship.
Birden yırtılmış. Doktorları daha önce buna benzer bir şey görmediklerini söyledi.
It just ruptured. Our doctors said they would never seen anything like it.
Biliyorsun, Jaipurdaki sokakta benzer bir şey gördüm.
You know, I saw something similar on the street in jaipur.
Bebek…- Bebek patlaması. Bir şeye benzer bir şey çiz.
Draw something resembling anything! Baby boom!- Baby.
Amerikada daha önce buna benzer bir şey görülmemişti.
Nothing like them had ever been seen in america before.
Tom elmaya benzer bir şey yerken bankta oturuyordu.
Tom was sitting on a bench eating something that looked like an apple.
Tıp tarihinde hiç kimse buna benzer bir şey yapmamıştır.
No one in the history of the medical profession's ever done anything like this.
Beynin duygusal kısmında da benzer bir şey görülüyor.
The amygdala. Something similar is seen in the emotional center of the brain.
Aramızda bir şey vardı, aşka benzer bir şey belki.
There was something between us- something resembling love.
Rüzgarda dalgalanan, üzerinde kırmızı çiçekler olan perdeye benzer bir şey.
Something that looked like curtains with red flowers on them blowing in the wind.
Tıp tarihinde hiç kimse buna benzer bir şey yapmamıştır.
Ever done anything like this. No one in the history of the medical profession's.
Results: 595, Time: 0.0908

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English