Examples of using Benzer bir durum in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Benzer bir durum 1939da bir grup İngiliz tasarımcı ekibinin Aya insan taşıyacak bir gemi tasarlama projesinde de yaşandı.
Gemide her bir saatlik zaman için Dünyada iki saat geçer. Muazzam kara delikte yörüngeye giren uzay gemisindeki benzer bir durum.
Slovenyada, 2004 yılında yayınlanan yeni yükseköğretim kanunu öncesinde öğretmenlik eğitimi programlarında da benzer bir durum geçerliydi.
Ama bu ilaçlar bir fetüs için çok sert gelir. Aslında, bu da düşüğe sebep benzer bir durum.
başına bir biraz benzer bir durum hatırlıyorum bana;
Benimki de bu genç adamınkine benzer bir durum, kolejde… asılmış eski iskeletlerin nutuklarını incelediğimde… ben de bunun benzerini nasıl yapacağımı düşündüm.
Filmi izleyenler şu anda da benzer bir durum yaşandığını düşünmeliydi. Durum ne kadar umutsuz görünse de gidişatın tersine dönme olasılığı vardı.
Senin yaşlarındayken benzer bir durumun içinde kalmıştım.
Ben de benzer bir durumla baş ettim.
Burada plazma kanalındakine benzer bir durumu yeniden yarattık.
Benzersiz bir durum.
Benzersiz bir durum. Çok karışık görünüyor.
Üzüldüm. Benzer bir durumum var.
Üzüldüm. Benzer bir durumum var.
Eğer öyleyse, bu ilk kez benzer bir durumda oluşum.
Belli ki bu çok ama çok benzersiz bir durum.
Çocuklar, bu kesinlikle çok benzersiz bir durum.
Bu kesinlikle çok benzersiz bir durum.
Çocuklar, bu kesinlikle çok benzersiz bir durum.
Çok karışık görünüyor. Benzersiz bir durum.