Examples of using Bindirmek in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sadece seni sırtıma bindirmek istiyorum.
Tek yapmam gereken seni 4 tekerli kıymetlime bindirmek ve 20 dolarlık yemek ısmarlamaktı.
Tek yapmamız gereken onu helikoptere bindirmek.
Erkek çocukların, hatta delikanlıların omzuna böyle yükler bindirmek haksızlık.
Erkek çocukların, hatta delikanlıların omzuna böyle yükler bindirmek haksızlık.
Bir de tek yapman gereken biletini alıp trene bindirmek.
Onu trene bindirmek zorundayız.
Bu hayvanları bir şekilde minivanlara bindirmek zorundaydık.
Dr. Franks, buradaki tek görevim sizi acilen Doverda pistte bekleyen AirBus A400e bindirmek.
Üzgünüm, efendim, ama özürlü yolcuları bindirmek için… kullandığımız tekerlekli sandalyeyi bulamıyoruz… bu yüzden de sizi uçağa alabileceğimizden emin değilim.
Bütün yükü onun omuzlarına bindirmek adil olmaz
Seni ilgilendiren şey ona bir kişilik verip onu parktan çıkan trene bindirmek.
o beni uçağa bindirmek istiyordu.
o beni uçağa bindirmek istiyordu.
Üzgünüm, efendim, ama özürlü yolcuları bindirmek için kullandığımız tekerlekli sandalyeyi bulamıyoruz bu yüzden
Sizi alabileceğimizden emin değilim. sakat yolcuları bindirmek için kullanıyoruz ve tabi biz bulamadığımız sürece ve şu an nerde
Lütfen Amyyi uçağa bindir, hemen buraya gelsin.
Demokles adlı bir Ürdün yük gemisine bindirdi. Eli David Ziva ve bir ekibi.
Hemen uçağa bindirin! Çıkarın şunları!
Patronum beni bir uçağa bindirdi ve işte ben buradayım.