BIRŞEY BULDU in English translation

found something
bir şey bulmak
bir şey bulun
bir şey bulalım
birşeyler bul
bir şeyi bulmama
bir şey bulayım
got something
bir şey almam
bir şeyler al
bir şey getir
bir şey bul
bir şeyler alacağım
bir şeyler getirin
bir şeyler alalım
bir şeyler alayım
bir şeyler elde
birşey getir

Examples of using Birşey buldu in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Şimdi, elimizde ne var… Boşver, Stuart paralı askerler hakkında birşey buldu.
Now, what do we have on… Never mind, Stuart's got something on the mercenaries.
Soldaki oyuncu yapacak daha iyi birşey buldu. Merkezdeki oyuncunun ikinci midesinde ani bir açlık sancısı başladı.
Left field's found something better to do, center field's got a hunger pang in his second stomach.
Sanıyorum burada, Justinin yanında birşey buldu, ve sahip olmayı bana mesaj iletmek için bir yol olarak kullandı.
I think she's found something here besides justin, and she's using the possession as a way to get me a message.
Başka birşey bul.
Bu koridorda birşey bulmama yardım edebilir misin? Evet,?
Could you help me find something?
Adamla ilgili birşey buldun ya da bulamadın.
Whether you get something on that guy or not we're done.
Birşey bulduk galiba.
Galiba birşey bulduk.
I think we got something.
Birşey bul.
Find something.
Açacak birşey bulmam lazım! Kahretsin! Maury!
Maury! Aw, shit, I gotta find something.
Açacak birşey bulmam lazım! Kahretsin! Maury!
Shit, I gotta find something. Maury!
Buraya gelsen iyi olur… birşey buldum. Hayır, değilim.
You should probably make it back here… I found something. No, not at all.
Birşey buldun ya da… Adamla ilgili… bulamadın?
Whether you get something on that guy or not… we're done, right?
Marissanın buzdolabında birşey buldum, onu da… kızarttım.
I found something in Marissa's fridge, I grilled it.
Açacak birşey bulmam lazım!
I gotta find something!
Dairesinde değil ama başka birşey buldum… Bir kamera.
She's not at her apartment, but I found something else… a camera.
Birşey bulduk.
We got something.
Bu bir kriz. Birşey bul ve bunu hemen yap.
Find something and find it fast. It's a crisis.
Kimin laboratuvarında birşey buldum. Nereden biliyorsun?
How do you know? I found something in Kim's lab?
Marissanın buzdolabında birşey buldum, onu da… kızarttım.
I found something in Marissa's fridge, I just… I grilled it.
Results: 40, Time: 0.0366

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English