Examples of using Bir çanta in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ne? Evet? Bir çanta mı buldunuz?
Bir çanta var. Tanrım!
Onun yanında bir çanta var. Sayid.
Bu şaibeli bir anlaşma ve bir çanta dolusu para.
Bir çanta var burada.
Bir çanta için 125,000 frank ödediniz! Ya siz!
Bu bir çanta!- Kaldırın!
Üzerinde bir yerde bir çanta olmalı,… ama göremiyorum.
Daha önce öyle bir çanta görmüş müydünüz Bay Jewell? Doğru?
Sayid-- Yanında bir çanta vardı.
Bu iş bittiğinde,… sana bir çanta kristal hediye edeceğim.
Alvarezle buluşup, bir çanta eroinle ayrıldılar.
Ya biri ertesi gün bir çanta satın almak isterse?
Daha önce öyle bir çanta görmüş müydünüz Bay Jewell? Doğru.
Çekmecenin arkasında siyah deri bir çanta var.
Burada ve burada 20 atışlık cephanesi olan sıradan siyah deri bir çanta.
Kaldırın!- Bu bir çanta!
Mexican Prada markalı bir çanta kadar hakikisin. Kyle?
Bir Çanta Al, Bir Çanta Bırak programım gibi.
Sen yürüyüp gidecektin, bize bir çanta dolusu para kazandırdım.