BIR ŞEY BULAMIYORUM in English translation

i find nothing
bir şey bulamıyorum
i can't get anything
i'm not getting anything

Examples of using Bir şey bulamıyorum in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Arazi. Benji, bir şey bulamıyorum. Arazi.
Terrain. Benji, I'm not finding anything. Terrain.
Bir şey bulamıyorum Sör. Acele edin!
Hurry up!- Man: Can't find anything, Ser!
Bak, orada olmayan bir şey bulamıyorum, tamam mı?
Look, I can't find something that's not there, okay?!
Bir şey bulamıyorum Sör. Acele edin!
Can't find anything, ser. Hurry up!
Bir şey bulamıyorum Sör. Acele edin!
Hurry up! Can't find anything, ser!
Evet, bir şey bulamıyorum.
Yeah, I'm getting nothing.
Bir şey bulamıyorum.
Nothing I can find.
Çünkü ben bir şey bulamıyorum.
Because I can't find anything.
Yanlış bir şey bulamıyorum.
I can't find a thing wrong.
Göz çıkarma hakkında bir şey bulamıyorum.
I'm not finding anything about eye removal.
İçinde çamur olan bir şey bulamıyorum.
I'M not finding anything with Clay as its M. O.
Artık doğru düzgün bir şey bulamıyorum.
I cannot find a thing, anymore.
Udhayın söylediklerinde yanlış bir şey bulamıyorum.
I can't find anything wrong from what Udhay spoke.
Senin anlattığın gibi görünen bir şey bulamıyorum.
Can't find anything that looks like the one you described.
İstimlak dairesinden ayrılalı beri şaka yapacak bir şey bulamıyorum.
I haven't found anything to kid about since I left eminent domain.
Ben Tomun yaptığı ile ilgili yanlış bir şey bulamıyorum.
I can't find anything wrong with what Tom did.
Özgeçmişimde faydası dokunacak başka bir şey bulamıyorum.
I can't find anything else of use in my résumé.
O her zaman ortalığı allak bulak yapıyor o karmaşada bir şey bulamıyorum.
She always makes such a hell of a mess I can never find anything.
Donna olmadan hiç bir şey bulamıyorum.
Donna's out sick. I can't find anything without her.
Gerçekten inanmak isteyeceğim bir şey bulamıyorum.
I can't find anything I really want to believe in.
Results: 95, Time: 0.03

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English