Examples of using Bir şey bulun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Şüpheli bir şeyler bulun.
Arkasına saklanacağınız bir şeyler bulun.
Su taşımak için bir şeyler bulun!
Kullanabileceğimiz bir şeyler bulun.
Size uyan bir şeyler bulun.
Şimdi kıçınızı kaldırıp adamı araştırın ve davayı tekrar açabileceğimiz bir şeyler bulun.
Anne… Daha büyük bir şeyler bulun.
Size 3 gün veriyorum, gidin bir şeyler bulun.
Sabah aynaya baktığınızda böyle görünüyorsanız… üstünüze giyinecek başka bir şeyler bulun.
Yoksa FBI hepimizi bitirir. Onları Valiye bağlayacak bir şeyler bulun.
Pekala, kazmak için bir şeyler bulun.
Burada pek bir şey bulunmaz.
Böylece onu suçlayacak bir şey bulunmadığı kayda alınmış olur.
Eğer bir şey bulunduysa da, eminim kayıp eşya bürosundadır.
Bir şey bulunmasını istemezsin.
Ve inan bana bir şey bulunmasın isterdim.
Kendiniz bir şeyler bulun, gerzek ahmaklar.
Carl Donnerın ölümü konusunda çarpık bir şey bulunduğuna inandığınızı sanıyorum, aslında.
Yasadışı bir şey bulunmamış.
Dr Nielsenda da böyle bir şey bulunmasını beklememeliyim değil mi?