Examples of using Bir hanımefendinin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bir hanımefendinin topuğunu kırmak yiğitlik gösterisi sayılmaz.
Burası benim odam, bir hanımefendinin.
Çorbayı sessiz içmek, bir hanımefendinin niteliklerinden biridir.
Eminim ki Londrada hiçbir beyefendi bir hanımefendinin onun elini böyle kabul etmesini beklemez, böyle… ansızın.
Söylemezsem ne olur? Bir hanımefendinin canını yakacak beyefendilere benzemiyorsunuz çünkü.
Bir hanımefendinin canını yakacak bir centilmene benzemiyorsun. Yoksa ne yaparsınız?
Serveti ve kocası olmayan geçmişe sahip bir hanımefendinin bu dünyada bir yerinin olmadığını biliyordu.
Buna rağmen, Prens bir krallığın kurtuluşu için biz askerlerin hürmet ettiği bir hanımefendinin elini öptüm.
Burası benim odam, bir hanımefendinin odası, kirli elli uşaklar için değil.
Sizin gibi bir hanımefendinin yıllardır kayıp torununun kendisine kazandırıldığını bilmesi benim içim yeterli bir ödüldür.
Sanırım bir adamı bir hanımefendinin içkisine bir şey atarken gören adamım ben.
Bir Hanımefendinin Mülkü.
Hoş bir hanımefendinin hediyesi.
Özellikle de dul bir hanımefendinin.
Bir hanımefendinin standartlarını koruması gerekir.
Bir hanımefendinin standartlarını koruması gerekir.
Bir hanımefendinin bunu görmemesi lazım.
Bir hanımefendinin denemesine gerek yoktur.
Evvelden bir hanımefendinin evinde çalıştım.