Examples of using Bir tabutta in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bak, anladığım kadarıyla bir tabutta yatmanı sağlayacak Farklı hayat seçimleri yapmışsın.
Ve ben de sana kaç kere babamın aşağıda… bir tabutta yattığını söyledim.
Hava kararana kadar bir tabutta uyuyor ama yine de gözleriyle seni etkileyebilir.
beni buradan ancak bir tabutta çıkarabilirler.
Sen ve ben… Sen ve ben meşe veya akçaağaçtan basit bir tabutta derin uykuda olacağız.
Bir tabutta olmalıymış… mezar taşında ismi yazılı nizami bir cenaze töreni olmalıymış.
Bir tabuta kilitlendim ve neredeyse canlı canlı yanıyordum.
Ulan kim bir tabutu kasıtlı devirir ki?
Ambarda bir tabut var, efendim, Kaiser Wilhelm hastanesinden gönderilmiş.
Kargoda Wilhelm Hastanesinden bir tabut var efendim.
Anneniz bir tabut seçti efendim.- Evet, öyle.
Bu boyutta bir tabutu, birinin ölçüsüne göre ayarlatmak 1100 pounda mal olur.
Evet, öyle. Anneniz bir tabut seçti efendim.
Söylesenize, Doktor Harmon Violete de bir tabut aldınız mı?
Çünkü o tatlı, küçük bir tabutu hak ediyor Tom!
Stan için bir tabuta ihtiyacım vardı.
Yarın başka bir tabutu doldurmak için bolca zaman olacak.
Neden bir tabuta ihtiyacın var ki?
Senin adına bir tabutu zaten almıştık.