Examples of using Bir tutku in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hasta hiç bir tutku, enerji, kuvvet beliritisi göstermiyor. Beni aşar.
Hiçbir fermanda olmayan bir tutku bunu durdurabilir.
Bu bir tutku.
Biliyorsun, tarihin bir tutku benim için.
Binbaşı Lawrence için merhamet bir tutku. Kesinlikle öyle.
Bizim deyişimizle bir tutku suçu. Bir kız.
Bir tutku oyunu gibiydi.
Bu bir tutku.
Sadece ufak bir tutku ani için… bütün sorumluluklarını terk edebilir.
Bu bir tutku ve sıklıkla yetişkinleri çocuklaştırır.
Bir tutku cinayetiydi, Camillein en başta söylediği gibi.
Bu bir tutku, aşk. Bizim yaptığımız.
Bizimki gibi bir tutku belki bir ömür boyu bir kez gelir.
Bu bir tutku, aşk. Bizim yaptığımız.
Film seyirciyi kızıl bir tutku ve korku tabakasıyla sarmalıyor.
Bir tutku mu yoksa işkence mi bu?
Bir tutku mu yoksa işkence mi bu?
Bir tutku çiçeği gibi.
Ne kadar büyük bir tutku. Bu kadar genç biri için.
Aşkta karşılıklı bir tutku vardır.