BIRAZ ACIMASIZ in English translation

is a bit harsh
biraz sert
a little harsh
biraz sert
biraz ağır
biraz acımasız oldu
biraz kaba
a little ruthless
biraz acımasız
a little mean
biraz acımasız
a little grim
biraz acımasız
a little brutal
biraz acımasız
a bit cruel
are being a little hard
is a bit merciless

Examples of using Biraz acımasız in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bu biraz acımasız.
That's kind of harsh.
Değil biraz acımasız olduğunu bulmak?
Don't you think that's a tad harsh?
Biraz acımasız ama iyiydi.
It's a little mean, but it was good.
İyi, biraz acımasız ama zeki.
Good, a bit cutthroat but smart.
Şeyy, yani, bu biraz acımasız olabilir.
Well, I mean, that may be a little harsh.
Luthor ailesi politikaları biraz acımasız olabiliyor.
Luthor family politics can get a little grim.
Prens Shinin karakteri biraz acımasız.
Prince Shi's personality is a bit cruel.
Ayrıca, kötü bir adam için bile bu biraz acımasız.
Plus, it's a little cruel, even for an evil guy.
Herneyse, bunu biraz acımasız buluyorum. O yüzden onlara, bana zaten ofisinde özel bir gösteri yaptığını söyleyeceğim, tamam mı?
Anyway, I find it a little mean, so I'm just gonna tell them that you already gave me a private performance In your office, okay?
O biraz acımasız olabir ama sanıyorum hepsinin senin kendi iyiliğin için olduğunu söyledi.
He might have been a little harsh, but I think he said all that for your own good.
Bazen dostça, biraz acımasız ve kabul etmesi zor… ama yine de eğitici oldu.
Informal at times, and a little brutal and hard to accept… but it's been an education.
Şu anda işler biraz acımasız görünebilir, ama güven bana,
Things might look a little grim right now, but trust me,
Geçen gece biraz acımasız olduğum için üzgünüm.
say sorry I was a bit harsh the other night.
bazen dostça, biraz acımasız ve kabul etmesi zor.
Informal at times, and a little brutal and hard to accept.
Ben beş kuruşsuz yaşarken… senin hem evinin hem de çiftliğinin olması bana biraz acımasız geldi.
While I'm living off nothing. and it seems a little harsh I gave up my profession for you, that you have a farm and a house.
Biraz da hain olmanı beklerdim, yükselmek için biraz acımasız olmanı. Ama örneklerimi anlamayı inatla reddediyorsun sen.
I expected a little back-stabbing from you, some ruthless scrambling to get to the top, but you stubbornly refuse to follow my example.
Yapmayın, Bay Lyons, bu biraz acımasız değil mi?
Come on now, Mr. Lyons, that's a bit rough, isn't it'?
ikinizin bir geçmişi var dürüst olmam gerekirse, biraz acımasız buldum.
the thing you had, I'm going to find it a bit hard, if I'm honest.
Biraz acımasız olmuş.
A little harsh.
Biraz acımasız oldu gibi.
It seems a little harsh.
Results: 184, Time: 0.0417

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English